Yeni beceriler öğrenmek

Güvenli sürüş uygun tutumlara ve tehlike algılama ve araç kontrolüne uygun becerilerle mümkündür. Becerilerin nasıl öğrenildiği ve eğitimin bu süreçte nasıl faydalı olduğunu anlamanız becerilerinizi geliştirmenizi kolaylaştıracaktır. Herhangi bir beceri üç ana maddeye bağlıdır:

  • alakalı bilginin hızlı ve doğru algılanması
  • uygun tepkinin hızlıca seçilmesi
  • seçilen tepkinin doğru şekilde uygulanması.

Tutum, daha önce gördüğümüz gibi ilgili olanın süzülmesi ve uygun olanın seçilmesinde önemlidir. Becerinin diğer özellikleri olan hız ve doğruluk ise tekrara ve geri bildirime dayalıdır.

Tekrar ve geri bildirim

Beceri gelişiminin iki temel bileşeni pratik yapmak ve geri bildirimdir. Geri bilirim ne kadar iyiyse öğrenme o kadar iyi olur.motosiklet kullanmak gibi karmaık beceriler daha küçük becerilerden oluşur. Öğrenmemizin ilk adımlarında her beceriden geri bildirim alırız ancak zamanla değişik beceriler bir araya gelip birlikte hareket etmeye başladıkça hareketlerimizi daha az fark ederiz. Bu durumun iki sonucu olur. İlki, her kararımızda daha büyük bir beceriler topluluğunu tetiklediğimizden karar sayımız azalır. İkinci olarak ise hareketlerimiz daha akıcı ve telaşsız olur.

Motosikletin temel kontrollerinde iyice ustalaştığınızda ilginizin çoğunu yola ve trafik şartlarına verebilirsiniz. Bu şekilde tehlikelere ve iyi sürüşün ana olgularına karşı algınız ve tepkileriniz gelişir. Sürüş performansınız bitmeyecek zamanınız varmışçasına daha sakin ve verimli olur.

Buradaki konular arasında sürüşünüzü geliştirmek için tasarlanmış bir çok yöntem bulacaksınız. Bu yöntemler başta çok ilgilenmenizi ve düşünmenizi gerektirecekler ancak siz alıştıkça otomatik ve doğal hale gelecekler. Motosiklet sürüşünde ustalaşmak ehliyet sınavını geçerken yaşadığınız sürecin tekrarı gibidir. İlk başlarda vites değiştirmek veya dönüş yapmak tüm dikkatinizi vermenizi gerektirirken tekrar ettikçe bu tip beceriler otomatik hale gelir ve ilginizi yolu okumaya verebilirsiniz.

Sürüşü mekanik bir aktivite olarak düşünürseniz bu durumun bir de olumsuz tarafı vardır. Bir yöntemi öğrenilince performans sabitlenir ve değişen şartlara tepki verilmeyebilir. Deneyimlerimizden öğrenmeye direnç konusunda bahsettiğimiz gibi eski sorunlara yeni yaklaşımlar göstermek gerektiğine dikkat etmeliyiz.

Eğitim

Temel ve gelişmiş sürüş eğitimleri öğrenmenizi hızlandırabilir, bu şekilde hiç elde edemeyeceğiniz beceriler edinebilirsiniz. Eğitim sayesinde değişik trafik şartlarındaki farklı tehlikeli durumları bol tekrarla tespit ederek risk algınızı geliştirirsiniz. Ancak kendinizi geliştirirken aktif olmanız çok önemlidir. Hepimiz farklı öğreniriz ve hangi yöntemin size uyduğunu ancak siz tespit edebilirsiniz. Verimli bir eğitim için tekrar ile dersler arasındaki dengeyi iyi kurmalısınız. Dersler bir beceriye nasıl bakmanız gerektiğini anlatırken tekrarlamak o becerinin otomatik hale gelmesini ve ihtiyacınız olan her an hazır olmasını sağlar.

Eğitim sonrası aşırı güven

Sürücüler eğitim sonrasında yeni becerilerini abartırlarsa ciddi zorluklarla karşılaşabilirler. Başarılı bir eğitim sonrası sürüş becerileriniz ve kendinize güveniniz dengede olmalıdır. Öğrendiğiniz yöntemleri tecrübe ettikçe gerçek sürüş becerilerinizle sahip olduğunuzu sandıklarınız arasında farkların belirmesi olasıdır. Aşırı güveninizin sizi üstesinden gelemeyeceğiniz bir duruma sürüklemesi ve bu durumun kazayla sonuçlanması tehlikesi belirir. Bu durumun yeni beceriler öğrendiğiniz her seferde oluşabileceğini hatırlayın. Sürüşünüzü çok dikkatle gözleyin ve kendi sınırlarınızda sürün.

Bundan sonraki konularda güvenliğinizi arttıracak ve kaza yapma ihtimalinizi azaltacak motosiklet kontrol teknikleri anlatılacak ancak bu başarı sadece sizin olumlu tutumunuz, konsantrasyonunuz ve hepsinden önemlisi kendinizi bilmenizle mümkün olabilir.

Defansif sürüş

Motosiklet sürücüleri aşırı derecede korunmasızlardır. Otomobil sürücülerinin aksine etraflarında koruyucu bir kabuk yoktur. Dengeleri yüksek oranda yolun yüzey kalitesine bağlıdır ve görünür değillerdir. Tüm bu olumsuzluklarla beraber görüş, pozisyon alma ve ivmelenmede avantajlı durumdalardır. Dolayısıyla sürüşlerini mümkün olduğunca defansif yapmaları gerekir.

Görünür olmak

Gündüz saatlerinde kaza yapan otomobil sürücülerinin üçte biri motorluyu kazadan önce görmediğini söyler. Geceleri ise bu oran yarıdan fazladır. Motorlunun karşıdan görünüşü oldukça küçüktür ve bu yüzden hangi hızda geldiğini anlamak zordur. Yoğun durumlarda motoru ve sürücüyü arka plandan ayırdetmek zordur ve daha önce bahsettiğimiz gibi araba sürenlerin motorluları görmemek gibi bir kör noktaları vardır. Geceleri durum daha da tehlikelidir çünkü hem tek far genelde dikkat çekmeyecek kadar güçsüzdür ve diğer farların arasında kaybolabilir, hem de hız ve mesafeni tayin edilmesi daha da güçtür.

Görünür olmak için her şeyi denemelisiniz;

  • floresan renkli ve yansıtıcı işaretlere sahip ceket ya da üst giyerek
  • gündüz de farları yakarak
  • parlak farlar veya sis farları kullanarak

Eğer motorunuzda gündüz farı varsa mutlaka kullanın. Yoksa kısa farlarla sürün. Sürüşünüzü planlarken görünür olmaya dikkat edin ve arka plandan ayırdedilecek şekilde giyinin. Bunun her an değişebileceğini de unutmayın, siyah asfalt üzerinde beyaz bir sürücü dikkat çekicidir ancak arkanızda beyaz bir kamyon bulunuyorsa iş değişecektir. Görünür olduğunuz için güvende olduğunuzu da düşünmeyin ve her zaman güvenli olmanızın gözleminizin ve planlamanızın kalitesine bağlı olduğunu unutmayın.

Kazaların dörtte üçü otomobil sürücülerinin kavşakta motorluyu görmemesinden olur. Duran ya da yaklaşan bir araç olan kavşaklara çok dikkatle yaklaşın. Dİğer sürücünün sizi gördüğünden emin olana kadar yavaşlayın ve ileride anlatacağımız gözlem ve pozisyon alma konularına dikkat edin.

Kıyafet

Kıyafet bir kaza anında sürücünün sahip olduğu ana korumadır. Kaskınız çok iyi durumda olmalıdır çünkü en ufak hasar dayanımını ciddi miktarda azaltacaktır. Doğru takılmış olmalıdır, iç destekler ve çene bağlantısı kafaya takıldıktan sonra hareket etmeyecek şekilde ayarlanmış olmalıdır.

Kıyafetler esnek, sürtünmeye dayanıklı, belli bir seviyede destekleyen ve dirsek, diz ve omuz gibi kilit noktalarda ilave destekleri bulunan yapıda olmalıdır. Deri genelde en uygun malzeme olarak bilinir. Botlar ayakla beraber bilek ve alt bacağı da korumalı, eldivenler de elleri korumalıdır. Yansıtıcı şeritleri olan floresan renkli kıyafetler görünmenizi kolaylaştırır.

Motorun gürültüsü kısa dönemde yorgunluğa, uzun dönemde de duyma bozukluğuna yol açar. Kulak tıkacı kullanarak bu tehlikelerden sakınabilirsiniz.

Defansif sürüş becerisi geliştirmek

Bir motorlu olarak anlamanız gereken en önemli şey, güvenliğinizin hareketlerinize ve diğer sürücülerin hareketlerini tahmin ederek onlardan kaçınma becerinize bağlı olduğudur. Yüksek dikkate sahip olmalı, olası tehlikeleri hissedebilmeli ve mükemmel gözlem yapabilmelisiniz. Yüksekte oturmanın, esnek konumlanmanın ve motorun hızının avantajını en iyi şekilde kullanabilmelisiniz. Tehlikeyi hissetmek deneyimle gelişir bu nedenle her zaman becerileriniz ölçüsünde sürmelisiniz. Her zaman gireceğiniz yolun güvenli olduğundan emin olun. Unutmayın ki, gündüz ışığında bile diğer sürücülerin üçte biri sizin orada olduğunuzu farketmeyeceklerdir.

Yorgunluk

Yorgunluk sadece motosiklet üzerinde geçirilen zamana değil, o gün işte geçirilen zamanla da alakalıdır. Bir seyahate başlamadan önce yeterince yorulmuşsanız seyahat sırasında bitkin düşme riskiniz daha fazladır. Motosiklet sürücüleri ise, gürültü, titreşim, rüzgar ve açık havaya maruz kalmaktan ötürü daha kolay yorulurlar.

Sağlık, ilaç kullanımı ve ruh hali

İyi hissetmiyorsanız motosiklet kullanmamalısınız. Otoyol sürüşlerinde bu daha önemlidir çünkü hem kötü hissederseniz güvenli şekilde duracak zamanınız olmaz hem de yüksek hızlı kazaların tehlikesi çok daha fazladır. İlaç kullanımı uyuşukluk halinin genel kaynağıdır, bu nedenle ilaç üzerinde bulunan ya da dokturunuzun yaptığı uyarıları dikkate almanız gerekir. Ruh haliniz de tehlikeleri farketmenizi, uygun kararları almanızı ve verimli bir şekilde uygulamanızı etkiler. Gergin bir durumdaysanız bunun sürüşünüze nasıl etki yapacağının farkında olmanız gerekir.

Monoton durumlar

Az trafik, sis, gece ve otoyol gibi monoton durumlarda uzun süre motosiklet kullanmak uyarıcıları azaltır ve yorgunluğu arttırır.

Yorgunlukla başetmek

  • sürüşten önce yorulmayın
  • mümkün olan ayarlarla sürüş pozisyonunuzu konforlu bir hale getirin
  • ayağınızın pegler üzerinde dinlenir vaziyette olmasını sağlayın
  • gürültüyü azaltmak için kulak tıkacı kullanmayı deneyin
  • hava şartlarına uygun korumayı sağlayan kıyafetler giyin.

Hem sıcaktan hem de soğuktan yorgunluk oluşur. Sıcak havalarda açık renk kıyafetler giymek hem serin tutar hem de dikkat çekici olmanızı sağlar. Yağmurda su geçirmeyen kıyafetler giymeniz önemlidir çünkü ıslanan kıyafetler motosiklet üzerindeki rüzgarın da yardımıyla vücut ısısının hızla düşmesine yol açar. Eldiven ve botların da su geçirmez olması gerektiğini unutmayın.

Soğuk hava tehlikelidir, vücut üşüdükçe sürücü halsizleşir ve dikkatini kaybeder. Uzuvlar daha çabuk üşür, öyle ki soğuk havada ellerin ortalama sıcaklığı 14-15°C civarındadır ve hislerinin çoğunu kaybeder.

Üşümeye karşı önlem almak için;

  • üst üste çok katman giymek – ne kadar çok kat giyinirseniz o kadar sıcak olursunuz
  • kalın bir montun üstüne rüzgar geçirmeyen bir rüzgarlık giymek
  • kıyafetinizin içine hava girip balonlama yapmasın diye tüm düğmeleri kapatmak – hareket eden hava daha çabuk üşütür
  • terleten kıyafetlerden sakınmak – ter buharlaşırken vücudu soğutur
  • kafanızı, ellerinizi ve ayaklarınızı güzel yalıtmak faydalıdır.

Kötü oturuş fiziksel yorgunluğu, dolayısıyla zihin yorgunluğunu getirir. Yorulmayacağınız pozisyonda oturmaya dikkat etmelisiniz.

Geceleri parlayan ışıklar ve sürekli değişen görüş şartları hızlı yorgunluk getirir. Gece sürüşleri gözleri çok yorar ve en ufak göz bozukluğu strese ve yorgunluğa yol açar. Eğer gece sürüşlerinde özellikle gözlerinizden rahatsız oluyrsanız gözlerinizi kontrol ettirmenizde fayda vardır. Yaşlandıkça gözlerimizin bozulması normaldir ve numaralı gözlükler çok faydalı olur.

Ses ve titreşim insanı yorar, bu nedenle bunları azaltmak için elinizden geleni yapın. Kaskınızın havalandırma kanalları sizi yanık tutuyorsa açın ama gürültü yapıyorsa veya kafanızı üşütüyorsa kapalı tutun.

Bolca dinlenmek yorgunluğun artmasını engeller. Anlaşılmıştır ki uyanıklığın tazelenmesi için en az 20 dakika mola vermek gerekmektedir. Uzun seyahatlerde bir seri dinlenme noktası planlamalısınız. Unutmayın i her mola bir öncekinden daha az faydalı olacaktır. Molalarda fiziksel aktivite faydalıdır, o nedenle sadece oturmayı değil, kısa yürüyüşler yapmayı da unutmayın.

45 yaşın üstündeki sürücülerin gençlere göre daha az dinlenebildiğini ve tazelenebildiğini bilmesi gerekir.

Biyolojik ritim

Normalde uyumanız gereken vakitlerde ya da yeterince uyuyamadığınız durumlarda uyanıklık düşer. Günün saatine göre de değişkenlik gösterir;

  • akşamın erken vakitlerinde tepkilerimiz sabaha göre biraz daha hızlıdır
  • öğle yemeğinden sonra uyanıklıkta azalma görülmektedir
  • en büyük yorgunluk sebepli kaza riski gece yarısı ile sabah 8 arasındadır.

Düzensiz iş saatleri de yorgunluğu arttırır. Eğer uykulu hissediyorsanız, göz kapaklarınız ağırlaşıyorsa ve arka ışıklar bulanıklaşıyorsa uyumamak için bir şey yapmalısınız. Güvenli olan ilk noktada dinlenmelisiniz.

Konsantrasyon ve uyanık olmak

Konsantrasyon ve uyanlıklık da sürüş becerisinin anahtar zihinsel yönlerindendir. Çevremizdeki bilgileri işleme yeteneğimiz sınırlıdır. Bu nedenle bazı noktalara daha çok dikkat ederek yani konsantre olarak bu eksikliğimizi gideririz. Konsantrasyon motosiklet sürüşünde çok önemlidir çünkü en hızlı tepki vereceğimiz durumlar odaklanmış olduğumuz bölgede gerçekleşen durumlardır.

Bu durumu daha iyi anlatmak için görüşünüzü ve odaklanmış olduğunuz tek noktayı aşağıdaki gibi ifade edelim.

Gördüğünüz gibi sadece küçük bir noktaya dikkat ederseniz küçük bir bakış açısına sahip olursunuz. Ancak aşağıda göreceğiniz gibi sürekli farklı noktalara odaklanırsanız resmin tümüne daha çok hakim olursunuz.

Çevreyi taramak

Etrafını hızlıca tarayarak farklı tehlikeleri arayan sürücüler, tek noktaya odaklananlardan daha az kaza riskine sahiptirler. Bu becerinizi geliştirmenin bir çok yolu vardır:

  • gözlerinizi aynalar dahil olmak üzere sürekli hareket ettirin ve her yöne bakın
  • her yönden gelebilecek her türlü tehlikeyi arayın
  • farklı sürüş durumlarında karşılaşacağınız farklı tehlikelere karşı hassasiyetinizi geliştirin – bu gelişim öğrenmeye, deneyme ve bu farkındalığı geliştirmeye adanmanıza bağlıdır.

Motosiklet sürücülerinin otomobil sürücülerine karşı büyük bir avantajları vardır. Bunun ana sebebi yüksekte oturmalarıdır ancak daha iyi bir bakış açısı için motorlarını hareket ettirebilme esneklikleri de çok önemlidir. Doğru kullanıldığında bu izleme avantajı korunmasızlığa karşı öne çıkabilir.

Bakmak ama görmemek

Ne gördüğümüz genelde ne görmek istediğimize bağlıdır. Başınıza gelmiştir, daha yeni bakmış olduğunuz taraftan son anda bir bisiklet ya da yaya çıkar. Bunun sebebi, sürücülerin gözlerinin genelde bisiklet ya da motosiklet gibi küçük nesneler yerine kamyon ya da otomobil gibi büyük nesneleri aramasıdır. Bu nedenle bakarlar ama görmezler. Konsantre olduğumuzda sadece sahneye bakmaz, o sahnede bazı nesneleri ararız. Olmasını beklediğimiz nesneleri çok hızlı farkederiz ve hızlıca aksiyon alırız. Tam tersine beklemediğimiz nesneleri sıkça görmeyiz bile. Bunun küçük bir araç kullanan sizler için önemli sonuçları olacaktır.

Tehlike uyanıklığını geliştirmek

Genelde bilgiler bilinçaltında işlenir ancak bazı uyarıcılar ilgimizi belli noktaya çekerler. İsmimizi duyduğumuzda kulak kabartmamız gibi. Deneyimli sürücüler odaklarının dışından gelen uyarıcılara otomatik olarak dikkat kesilirler çünkü tecrübeleri bilinçaltlarını ya da hislerini belli trafik durumlarında oluşabileceklere karşı hazırlamıştır.

Buradan sonra farklı trafik durumlarında karşılaşabileceğiniz farklı tehlikelerin olabildiğince üzerinden geçeceğiz. Fazla detaylı gelebilir ancak amaç bu durumlara bir ön hazırlık yapmanızı sağlamak ve karşılaştığınızda tehlikeyi zaten bildiğiniz için tepki vermeniz hızlandırmaktır.

Uyanıklık

Uyanıklık ne kadar veriyi işleyebileceğinizi belirler. Yorgunluğun aksi gibi düşünülebilir. Bir çok şeye bağlıdır ancak sürüş gibi rutin durumlarda zamanla azalma eğilimindedir. Uyanlıklık bir şekilde kişiliğinize de bağlıdır. Dışa dönük kişiler içe dönük kişilere göre daha çabuk yorulurlar, çünkü dış uyarıcılara karşı daha hassaslardır.

İyi sürmek için uyanık kalabilmeli ve tehlikeleri tespit ederek tepki vermeye hazır olmalıyız. Sürüşlerin çoğu rutindir ve sürekli bir kaza ihtimali bulunmadığından becerilerimize çok az ihtiyaç duyarız. Bu düşük uyarı seviyesi konsantrasyonumuzu kaybetmeyi kolaylaştırır ve uyanık olmak için bazı adımlara ihtiyacımız olur. Yoğun şehir içi trafiğinde sürüş  sırasında yeterince uyarıcı bulunsa da uzun otoyol sürüşlerinde ya da kırsalda yetersiz kalacaktır.

Uyanlıklık ve endişe

Uyanıklık, endişe seviyenize bağlıdır ve yaptığımız her işte bir miktar endişe bulunur. Yapılan işteki tehlikelerin farkında olmak yeterli endişenin gelişmesini sağlar, bu da uyanlıklığa ve tepki vermeye hazırlıklı olmaya yardımcı olur. Hiç kaygı duymamak tepki vermenizi ve harekete geçme hızınızı azaltır. Çok endişelenmek ise doğru şekilde bilgi işlemenizi ve tepki vermenizi engeller.

Uyanık kalmak için;

  • bilinçli bir şekilde risk seviyenizi değerlendirebilir,
  • değerlendirmenizi sürekli güncelleyebilir,
  • trafikteki riskler hakkında kendinize konuşabilirsiniz.

Risklere farkındalığınızı bu şekilde aktif tutabilirseniz endişenizi optimum seviyede tutabilir ve potansiyel bir tehlikeyi ihmal etmekten kurtulursunuz.

Olumsuz tutumlardan kurtulmak

Pozitif tutumlar geliştirin

Olumsuz tutumların kaza ihtimalini arttırdığını gördük. İhtimali azaltan pozitif tutumlar şunlardır;

  • yoldaki diğer kişilere karşı toleranslı ve düşünceli olmak,
  • kendi becerileriniz hakkında gerçekçi olmak,
  • motosiklet sürücüsü olarak ne kadar korunmasız olduğunuzu farketmek,
  • kendinizin, varsa artçınızın ve yoldaki diğer kişilerin güvenliğini çok umursamak.

Limitlerinizi bilmeli ve kişisel arzularınızı güvenliğin önüne geçirmemelisiniz. Buna bir örnek olarak agresif bir sürücüye aynı hiddetle karşılık vermemek sayılabilir. Kararları dikkatlice vermeli, trafik şartlarının tümünü düşünerek umulmayan şekilde hareket etmemelisiniz.

Tutumunuzun güvenliğinizi etkilediğini kabul etmek

Tutumunuzu anlamak ve kaza riskini azaltacak şekilde değiştirmek zor bir iştir. Bunun ilk adımı tutumunuzun sürüş güvenliğini etkilediğinin farkına varmanızdır. Farkına varamazsanız değiştirmeniz gerektiğini anlayamazsınız.

Değişime direnci farketmek

Çoğu sürücü güvenlik bilincinin faydalı olduğunu bilir ancak kendi tutumunun doğru olduğuna inandığından düzeltmesi gerektiğini gösteren işaretleri  farketmez. Hıza karşı tutum değişime direnç gösterilen anahtar tutumdur. Hızlı ve agresif süren kişilerin çoğu bu durumun güvensiz olduğunu kabul etmezler. Herkesin kendisi gibi kullandığını düşünürler ve hızlı kullanmanın kendi tercihleri olduğunu anlamazlar.

Kendini bilmek – sürüş becerisinin anahtarı

Değişimin gerektiğini farketmenin zorluğu delillerin istatistiğe bağlı olması ve çoğu kişinin istatistiktense kendi deneyimlerine inanmasıdır. Hızlı ve agresif bir sürücüyseniz kaza yapmış olsanız bile tutumunuzla sürüşünüz arasındaki ilişkiyi farkedemezsiniz. Araştırmalar kaza yapan sürücülerin kendilerinden çok yol koşullarını ve diğer sürücüleri suçladığını göstermekte. Bu durum kişilerin aynı hataları tekrarlamalarını ve aynı tip kazalara karışmalarını açıklıyor.

Sürüşünüze tümüyle profesyonel bakmanız için önce gerçeklere objektif bir gözle bakmalı, yeterli kanıt bulunduğunda uygunsuz davranışlardan vazgeçmeye hazırlıklı olmalı ve kendi davranış ve sınırlarınız hakkında farkındalığınızı geliştirmelisiniz.

Kendinizi bilmenin adımları şunlardır:

  • tutumların sürüş performansını etkilediğini farketmek
  • kendi tutumlarını anlamak ve kaza yapma ihtimalinizi etkilediğini anlamak
  • korunmasız olduğunuzu farketmek, özellikle motosiklette iken
  • sürüş sırasındaki tüm kararlarınızda güvenliği öncelik haline getirmek
  • kurtardığınız ya da geçirdiğiniz kazalardan kazandığınız tecrübelerden öğrenmek
  • tutumlarınızı değiştirdikçe sürüş performansınızdaki değişiklikleri takip edip tüm sürüş durumlarındaki farkı hissetmek.

Tutumun iyi sürüşe etkisi

Araştırmalar sürücülerin yoldaki diğer sürücülere, hız yapmaya ve risk almaya karşı olan tutumlarının kaza yapma ihtimallerine ışık tuttuğunu gösteriyor.

Diğer sürücülere karşı olan tutum

İyi sürüş, yolu kullanan diğer kişilere karşı yapıcı davranışlara ve düşünceli olmaya bağlıdır. Bencil ve agresif davranışları eklemeden de yollarda gereğinden fazla fikir ayrılığı bulunur. Bu tip davranışlar diğerlerinin stresini arttırır ve kaza ihtimalini arttırır. Bir çok sürücü başka bir sürücü tarafından engellendiğinde gereksizce sinirlenir. Karşı taraf için çok doğru olan hareketler bile rahatsızlık yaratabilir. Motorlular, sıkışık trafikte araçların arasından geçebilmelerinin dahi bazı sürücüleri sinirlendirebileceğini bilmeliler. Daha toleranslı olarak ve gereksiz gerginlik yaratacak davranışlardan kaçınarak hem kendinizin hem de başkalarının kaza ihtimalini azaltmış olursunuz. Diğer sürücülere karı düşünceli hareket edenlerin kazaya karışma ihtimalleri daha düşüktür.

Hıza karşı tutum

Sürüş hızınız kaza ihtimalinizi belirleyen en önemli faktörlerdendir. Fazla hızlı sürmek ise ölümcül kaza riskine en çok sebep olan faktördür. Ne kadar hızlı sürerseniz kaçınacak o kadar az zamanınız kalır ve kaza riskiniz o kadar artar. Hız yapmak bir seçimdir çünkü hızlı sürmenizin gerçekten gerektiği zamanlar oldukça azdır. İyi bir sürüş, şartlara uygun bir hızda sürmenizi gerektirir.

Risk almaya karşı tutum

Motosiklet kullanmakta her zaman bir risk vardır ancak sürücünün davranışları riskin seviyesini çok etkiler. Risk almayı kabullenmek kaza ihtimalini arttırır. Aşağıdaki tutumlar sizi tehlikelere açık hale getirir;

  • tehlikenin heyecanından hoşlanmak,
  • diğer sürücüleri etkilemekten hoşlanmak,
  • kişisel güvenliği umursamamak,
  • yeteneklerinizi olduğundan fazla görmek, kontrol edebildiğine inanmak,
  • haklı bir sebep için risk almak.

Genç ve deneyimsiz sürücüler en yüksek kaza ihtimaline sahiptirler çünkü riski arama ve tehlikeyi umursamama eğilimindelerdir. Ayrıca deneyimli sürücülere göre trafikteki olaylarda daha az risk görürler.

Kanunlarla tanımlanmış kurallara uymayan ve riskli kullanan sürücüler diğerlerinden daha az riskte olduklarını düşünürler ama aslında daha çok tehlikedelerdir.

Birçok sürücü diğer kişileri etkilemek için risk alır. Mesela genç erkek sürücüler, artçıları genç bir erkek iken yalnızken sürdüklerinden daha hızlı sürerler. Hatta artçıları genç bir kadınken sürdüklerinden bile daha hızlı sürerler.

Herşeyi kontrol edebileceğine inanan sürücüler trafiğin gereklerini yerine getiremediklerinde kaza ihtimalleri artar.

Acil durum gibi bir yere yetişmek için alınan risklerde güvenli sürüşün herşeyin önünde geldiği unutulmamalıdır. Gideceğiniz yere geç varmanız hiç varamamanızdan iyidir. Kendinizi ya da yolda bir başkasını yaralarsanız acil durumu bir trajediye dönüştürürsünüz ve acil duruma da yetişememiş olursunuz. Amacınız güvenli bir şekilde mümkün olduğunca çabuk varmak olmalıdır.

Ruh hali ve kaza riski

Sürücüler genelde hislerini sürüşlerine yansıtırlar ve bu oldukça tehlikeli olabilir. Bir tartışmadan çıkan kişilerin normalden daha agresif  sürdükleri, aşırı hızlı veya öndekine fazla yakın kullandıkları görülmüştür. Aynı şekilde trafik tıkanıklıklarının da stres ve hüsrana yol açtığı, çoğu sürücünün bu durumda agresif ve daha çok risk alan bir şekilde davrandığı bilinmektedir. Eğer bu durumu bir problem olarak görüyorsanız stresinizle başetmenin başka yollarını bulmanız gerekir. Seyahatin amacını düşünmektense mevcut ana odaklanmak faydalı olabilir.

Hatalarımızdan ders alıyor muyuz?

Maalesef veriler hatalarımızdan pek de ders almadığımızı gösteriyor. Yaş, cinsiyet, yıllık kilometre ve deneyimi dikkate aldıktan sonra, bazı sürücülerin ısrarla diğerlerinden daha çok riskte olduğunu görüyoruz.

Son üç yılda kaza geçirmiş olan sürücülerin sonraki yılda kaza yapma olasılığı ortalamanın üç katı fazladır.

Otomobil kullananların aynı tip kazaları tekrarladığı bilinen bir gerçek. Aynı durumun motosiklet sürücüleri için de geçerli olduğu görülüyor. Eğer kaza yaptıysanız, ya da şansınız yaver gidip de kazadan kurtulduysanız, sürüşünüzde neyi değiştirerek aynı durumun tekrarlamasını engelleyebileceğinizi dikkatlice düşünmelisiniz. Deneyimlerinizden ders alamazsanız aynı hatayı tekrarlamanız çok olasıdır.

Öndekine çok yakın sürmek

Öndeki araca çok yakın gitmeye alışanların durumu, bize kaza oluşumunu gösteren değerli bir bakış sağlar. Cezasız kalan hatalar – çünkü her seferinde kazaya dönüşmezler – kötü alışkanlıklara dönüşürler ve sürücünün kazaya karışma olasılığını her geçen gün arttırırlar.

Öndekine yakın gidenin arkasındaki araç da aynı hatayı tekrarlarsa, arada hatayı telafi edecek boşluk da kalmaz ve kaza riski iki katına çıkar. Öndekine yakın gitmek en yaygın kaza sebeplerindendir. Motorlular, önündeki otomobili sürenin tipini anlamalı ve ona göre takip mesafesini ayarlamalıdırlar. Arkadan çarpmak hangi hızda olursa olsun motorlu için tehlikelidir.

Tecrübeden ders almaya direnmek

Bu gerçekler gösteriyor ki tecrübelerimizden ders almak konusunda pek iyi değiliz. Kazaya karışan sürücülerin çoğu kazaya kendilerinin de sebep olduğunu kabul etmezler. Eğer kazanın oluşuna katkınız olduğuna inanmazsanız çıkaracak ders olduğuna da inanmazsınız ve sürüş tipinizi ve kazaya sebep olan diğer hatalarınızı değiştirmezsiniz.

Daha iyi bir sürücü olmak için kazanın sorumluluğunu almamıza engel olan direncimizi farketmemiz ve üstesinden gelmemiz gereklidir. Bunu farketmenin ilk adımı da ders almaya karşı direncimizin olduğun farketmektir. Bir şeyi yapmayı rutin hale getirince, işe yaramadığını gösteren delillere karşın onu değiştirmeye karşı oldukça isteksiz oluruz.

Her kaza ya da kaza kurtarışı sürüş tekniğimizi tekrar değerlendirip geliştirmek için bir fırsat olarak görülmelidir.

Öz eleştiri yapabilme ve deneyimden ders çıkabilme becerisi iyi bir sürücünün anahtar niteliklerindendir. Sonraki bölümlerde sürüş becerisini etkileyen diğer olumlu ve olumsuz nitelikleri inceleyeceğiz.

Uzun Geziler

En az bir gece yatılan gezilere uzun geziler diyoruz. Aslında 15-20 gün süren uzun turları 2 günlük gezilerle beraber bu kategoriye koymak haksızlık gibi geliyor ama o tip çok uzun turlar fazla sık olmuyorlar. Hem herkesin uygun olması hem de maddi zorluğu açısından çok uzun turların sayıca fazla olmayacağını düşündük. Olursa bir çözüm düşünürüz, şimdilik böyle ayıralım.

Günde  yaklaşık 500 km kadar yol yapılan, kalabalık olmak istenen ama genelde çoğunluk kendini uyduramadığından az sayıda motorlu ile yapılan gezileri bu bölümde anlatacağız. Evden uzağa gidildiği için daha çok tecrübe gerektiren bu geziler hakkında anlatacak daha çok detay olacağını tahmin edebilirsiniz.

Kısa Geziler

Günübirlik gezilere kısa geziler diyoruz. Konaklama olmayan, ortalama 300 kilometre uzağa kadar gidilebilen, akşam da eve dönülen bu gezilerin bizce temel faydası katılımın çok olması. Motosikletle gezmek için bir tam gün ayırmak çoğu motorlu için mümkün.

Bu bölümde motorlu arkadaşlarımızla yapmış olduğumuz kısa gezilerden bahsedeceğiz. İstanbul’da yerleşik olduğumuzdan diğer şehirlerin kısa gezilerini anlatamayız ama olur da siz anlatmak isterseniz bize bir haber gönderin. Neden olmasın?

Honda Güvenli Sürüş 2 Eğitimi

Motosiklet kullanan ya da kullanmak isteyen herkesin ciddi bir eğitim alması gerektiğini düşünüyorum. Honda’nın Şekerpınar tesislerinin bahçesinde verilen bu eğitime ben katılalı iki seneden fazla oldu. Bu yazıyı da o zamanlarda yazmıştım. Geçenlerde ısrarım üzerine iki arkadaşım daha aynı eğitimi aldı, anlaşılan o ki motosikletlerin renginden başka eğitim içeriği değişmemiş, o nedenle eski bir bilgi olmadığını bilmenizi isterim.

Benim katıldığım eğitim, Güvenli Sürüş-2 eğitimi idi. Eğitime kayıt olmak ve diğer eğitimlerle ilgili bilgi almak için Safety-Türkiye’nin web sayfasına buradan ulaşabilirsiniz. Bu eğitim iki günlük bir eğitimdi ve Honda CBF 150 motosikletlerle verildi.

Cumartesi sabah 9’da Honda’nın Şekerpınar’daki fabrikasında yaklaşık dört bin metrekarelik özel pistin bulunduğu eğitim merkezinde olmak gerekiyor. Aracıyla gelmeyenler için belli merkezlerden servis de kalkıyor.

İki uzman eğitmenin verdiği eğitim önce sınıfta başlıyor. Güvenli Sürüş-2 eğitimi, bir süredir motosiklet kullanan, belli bir tecrübeye sahip kişilere verilen bir eğitim olduğundan, doğru oturuş pozisyonu ve motosiklet fiziksel kontrolleri gibi bir kaç temel konudan bahsedildikten sonra eğitimin içeriği hakkında bilgi veriliyor.

Bu kısa teorik eğitimden sonra motosiklete binme, inme ve düşen motosikleti kaldırma teknikleri bahçede uygulamalı gösteriliyor. Sonrasında herkes güvenlik ekipmanlarınını almak üzere malzeme deposuna gidiyor. Kendi ekipmanı yanında olmayanlara kask, dizlik, (gerekirse) yağmurluk ve eldiven veriyorlar. Ancak eldivenler yün eldiven, varsa kendi eldiveninizi yanınızda getirmeniz tavsiye ederim. Ayrıca herkese üzerinde numara olan bir de yelek veriliyor. Sonra herkes bir motosiklete atlıyor ve ilk turlar başlıyor.

Bir kaç ısınma turundan sonra fren çalışması başlıyor. Pistin başından kalkıp, ikinci viteste biraz hızlandıktan sonra işaret kukasında sert fren yapılıyor ve durunca eğitmenler nerede yanlış yaptığını söylüyorlar. Yeterince motosiklette kaldıktan sonra mola veriliyor. Molada ikram olan çay ve kahvenin yanında küçük sandviçlerden de alabiliyorsunuz.

Mola sırasında eğitmenler kukalarla pistte parkur oluşturuyorlar. Bu andan sonra sabit kalacak olan pist başı slalom hattını aşağıda görebilirsiniz.

6 metre aralıklarla konmuş kukalar arasından slalom ile gidip, sonrasındaki parkurda döne döne dolanıp tekrar pist başına geliniyor ve sıra beklenip tekrar çıkılıyor. Öğle yemeği saati geldiğinde servis ile fabrikanın yemekhanesine götürüyorlar ve fabrika çalışanlarıyla beraber yemek yeniyor. 3 çeşit yemek ve açık büfe salatadan oluşan yemek her iki gün de gayet başarılıydı. Yemek sonrasında tekrar servisle eğitim alanına dönülüyor ve motosikletlere atlanıyor. Parkur tabii ki yine değişmiş oluyor.

Bizim eğitimde ara sıra yağmur yağdığından pist bazen ıslaktı. Sonrasında akşama kadar sürekli değişen parkurda eğitmenlerin düzenli uyarılarıyla iyice tecrübe sahibi olunuyor. Sert ve dar virajlardan, eğitim aldıktan sonra ne kadar çok yatarak dönebildiğine insan kendisi bile şaşıyor. Motosikletlerin yanına eklenmiş genişletilmiş koruma demirlerini yere sürtmek bile mümkün.

İkinci günün sabahında akşam bırakılan parkurda tekrar ısınma turları atılıyor. Sonrasında eğitim sınıfında viraj alma, doğru fren yapma gibi bazı konular teorik olarak anlatılıyor.

İkinci günde eklenen diğer bir eğitim ise denge eğitimi. Aşağıda sağda ve solda gördüğünüz 15 metre uzunluğundaki dar metal çizgiler üzerinde birinci viteste debriyaj kavrama noktasındayken en az 20 saniye düşmeden ve çizgiden çıkmadan durmanız isteniyor. Hiç kolay değil ve 20 saniye de bitmek bilmiyor.

Bu geçiş gösterildikten sonra parkurun sonuna denge geçişi de ekleniyor ve parkuru bitiren herkes bu çizgilerden geçerek pist başına gelmeye başlıyor. Arada süre tutulduğu da oluyor ama tüyo vermek istemiyorum.

Bu kısımdan sonra yere konulan metal merdivenler üzerinden ayakta geçiş parkura ekleniyor. Bozuk zeminlerde motosiklet kullanmak hakkında ciddi bilgi ve tecrübe kazanılıyor.

Sonrasında pistin baş tarafındaki rampa üzerinde eğitmenler tarafından rampada duruş ve kalkış teknikleri anlatılıyor ve tabii ki parkura rampa duruş kalkışı da eklenerek turlanmaya devam ediliyor. Bu sırada artık iki günün verdiği tecrübeyle pistte dönüş hızları iyice artmış oluyor. Eğitimin başında motoru yatırmaya korkarken sonuna doğru yatarken ayağınızı bile yere sürtebiliyorsunuz.

İki günde küçücük pistte, sadece ikinci viteste toplam yaklaşık 70 km yol yapılan bu eğitim gerçekten çok faydalı. Bildiğiniz şeyler gibi gelse de, böyle kontrollü bir ortamda korkmadan motosikleti yatıra kaldıra tur atmak insana hem güven veriyor hem de limitleri anlamanızı sağlıyor.

Bu eğitimden sonra Güvenli Sürüş-3 eğitimine gelmek için 5-10,000 km yol yapmanız isteniyor. 3. eğitimin NC750 ile yapıldığını hatırlatmak lazım, zaten eğitim sonunda NC750 ile yapılan test sürüşünde bu motosikletlerle eğitim almak için gerçekten ciddi tecrübeye sahip olmak gerektiği anlaşılıyor.

Bu eğitimlere kayıtların özellikle yaz aylarında çok dolu olduğunu, bir sonraki ay eğitimlerinin kayıtlarının her ayın 15’inde öğlen 12’de açıldığını, kayıt olabilmek için bu saatlerde bilgisayarın başında beklemek gerektiğini de öğrendik, size de söylemiş olalım.

Motosiklet kullanan herkese kazasız sürüşler dilerim.

Gürkan