Sürüşte dikkatin dağılması

Sürüşte dikkatin dağılması başınıza gelebilecek en tehlikeli durumdur. Buna sebep olabilecek her türlü durumu ortadan kaldırmanız gerekir. Motosiklet kazalarındaki tehlikeler otomobil kullanırken olduğu gibi nispeten göze alınabilir risklerden çok uzaktadır ve en küçük kazada bile hayati tehlike ya da kalıcı sakatlık riski bulunur. Dikkatinizi dağıtabilecek hususlardan sakınmalısınız.

Yorgunluk

Yorulmak çok normaldir. Yorulduğunuz için kimse sizi suçlayamaz, hatta yorulmadıysanız bir terslik vardır. En çok saatte bir durup kısa da olsa dinlenmeye alışmanız gerekir. Özellikle kalabalık sürüşlerde kimin ne zaman yorulacağına bakmaksızın belli aralıklarla sık sık durmak gerekir. Yorgunluk sebebiyle dikkat dağılmasını engellemek pek mümkün değildir, dinlenmek tek çaredir.

Gürültü

Motosiklet gürültülü bir araçtır. Motorun sesi az bile olsa rüzgarın sesi oldukça fazladır. Uzun sürüşlerde bu gürültü oldukça durağandır ve dikkatinizin dağılmasına yol açar. Kulak tıkacı kullanmak çoğu zaman bu etkiyi azaltır ve sık mola verirseniz üstesinden gelebilirsiniz.

Navigasyon kullanımı

Navigasyon cihazı kullanımında özellikle sık bakmanız gereken bilmediğiniz bir bölgedeyseniz dikkatiniz dağılabilir. Ekrana mümkün olduğunca erken bakıp planlayabileceğiniz mesafedeki dönüşleri aklınızda tutmanız faydanıza olacaktır. Aynı zamanda navigasyona sık bakacaksanız normalden daha yavaş gitmelisiniz çünkü son anda bir dönüş yapmanız gerekebilir.

Telefon kullanımı

Sürüş esnasında telefonunuz çalarsa dikkatiniz dağılabilir. Eğer motorunuzda telefon tutucunuz varsa ekranda kimin aradığına bakmanız hatta mesaj geldiyse okumaya çalışmanız işi daha da kötüye götürebilir. Telefonunuz cebinizdeyse de kimin aradığını merak edip hızlıca durmaya çalışırsanız dikkatsiz davranabilirsiniz.

Kaskınızda interkom cihazınız varsa telefonunuz çalınca basit bir şekilde açıp konuşabilirsiniz. İyi bildiğiniz bir yolda yavaşlayarak devam edecekseniz sıkıntı olmayabilir ama en iyisi müsait bir yerde durarak görüşmenizi yapmanızdır.

Sürüş sırasında müzik ya da radyo dinlemek

Kulaklıkla ya da interkomla sürüş esnasında müzik ya da radyo dinlemek dikkatinizi dağıtabilir. Çevreden gelen sesleri duymanıza engel olabileceği gibi aklınızın başka yerde olması sürüş kalitenizi de düşürecektir. Tempolu bir müzik gereksiz sürat yapmanıza da sebep olabilir.

Sözün özü, sürüş sırasında sürüşe odaklanmanız ve dikkatinizi dağıtacak durumlara mümkün olduğunca engel olmanız faydanıza olacaktır.

Trafiği izlemek ve son saniye kontrolü

Sürüş sırasında etrafınızdaki trafiği izlemek çok önemlidir. Hem önünüzdeki hem de arkanızdaki araçların,  yayaların ve hatta hayvanların ne gibi hareketler yapabileceklerini ne kadar erken tahmin ederseniz önlem almanız o kadar hızlı olacaktır. Kavşaklara yaklaşırken yakınlarda bulunan ve hareket edebilecek her türlü nesneyi dikkatlice takip etmeniz gerekir. Yolu hep iyi okumanız gerekir.

Uyarmanın işe yarayacağı hallerde kornanızı kullanmanızda fayda vardır. Uzaktakileri uyarmak için de farlarınızı kullanabilirsiniz. Unutmayın, trafikte en az görünen araçlar motosikletlerdir ve farkedilmek için biraz gürültü yapmak bir kazaya karışmaktan daha iyidir.

Sürüşünüz sırasında uymanız gereken en temel kurallardan birisi görüşünüz içinde durabileceğiniz hızda gitmektir. Bu kurala uyarsanız hep kaza yapmadan durabilir halde kalırsınız.

Son saniye kontrolü

Aynaya iyi baksanız da, yolu güzel okumuş olsanız da görüş açınızda muhakkak bir kör nokta vardır ve son anda orada bir şey değişebilir. O nedenle gitmeye karar verdiğiniz yöne gitmeden önce kafanızı çevirip hızlıca bir göz atmakta fayda vardır. Son saniye kontrolü sadece gördüğünüz bir değişiklikte hareketinizi değiştirebileceğiniz durumlarda geçerlidir. Zor durumda kalmamak için çok geç olmadan son bir bakış atmaya alışırsanız daha güvende kalırsınız.

Bu bakış aynayı bırakıp da sürekli sağa sola bakmak anlamında anlaşılmamalıdır. Beklediğiniz görüntüyle gerçek görüntüyü karşılaştıracağınız bir ekran gibi kullanılmalıdır. Eğer bakacağınız yerde ne olduğunu tahmin edemiyor haldeyseniz zaten yeterince gözlem yapmamışsınızdır.

Ayakların duruşu

Sürüş esnasında ayakların duruşu pek çok kişi için önemsiz görünür ancak motosikleti kontrol etmek için ellerimiz, bacaklarımız ve ayaklarımızdan başka temas noktamız bulunmaz. O nedenle peglere basış şeklimiz de kontrol için çok önemlidir. Scooter kullanıcıları için ise bacak arasında benzin deposu da olmadığı için motosiklet ile eller ve ayaklardan başka temas yoktur.

Hareket halinde ayakların duruşu

Peg denilen ayak basma noktaları genelde ince çubuklardan ibarettir. Sol pegin önünde vites kolu, sağ pegin önünde de arka fren kolu bulunur. Motosiklet hareket halindeyken vites koluna ve arka frene gerekmedikçe basmamak gerekir. Peglerin temel işlevi motosiklet hareket ettikten sonra ayakları taşımaktır, ayakları kolların üstünde tutmak değil. Ayaklar ileride kontroller üstünde tutulursa gereksiz aşınmalar veya kontrol dışı frenleme yapılabilir.

Genelde motosiklet kullananlarda peglere ayak tabanlarının ortasından basmak gibi bir alışkanlık bulunur. Mesele ayakları bir yere basmak olduğunda bu davranış makuldur ancak sıkışık trafikta ayak burunları dışarıya açılarak sağa sola takılabilir ki bu oldukça tehlikelidir. Artçılarda bu durum çok daha fazla tehlikelidir çünkü motosikleti kontrol etmedikleri için sağa sola ne kadar yaklaştıklarını kestiremezler.

Peglere doğru basış şekli ise parmakların birleştiği kemik ile, yani ayağın ön tarafı ile basmaktır. Bu pozisyonda ayaklar parmak ucuna kalkmışsınız gibi ön taraftan peglere gerektiğinde yük uygulayabilir durumda kalacaktır. Ayakları vites değiştirmek için veya fren yapmak için ileriye doğru uzattıktan sonra tekrar geriye yerleştirmek gerekir.

Peglere ayağın ön kısmıyla basıldığında viraj girişlerinde ayakla baskı yapılarak daha rahat yatış sağlanır. Aynı şekilde yolda karşınıza çıkabilecek asfalt deliklerinden ya da kasislerin üzerinden geçişlerde pegler üzerinde ayağa kalkılarak bacaklara süspansiyon görevi verilir. Bu şekilde motosiklet altta sallanırken sürücünün vücudu darbeden etkilenmez ve kontrol kaybı ihtimali azaltılır.

Durur halde ayakların duruşu

Motosikleti durdurmak için vitesleri sırasıyla küçülterek birinci viteste durmak gerekir. Sol ayak vites küçültürken sağ ayak da fren yapmaktadır. Motosiklet tamamen durduğunda sağ ayak frende kalırken sol ayak yere basılır. Bu şekilde ön fren bırakılabilir ve özellikle yokuştaki kalkışlarda debriyaj ile gaz ayarlaması yapılırken fren ayakla kontrol edilir.

Motosiklet yan sehpaları sol tarafta bulunduğu için motoru sol tarafa yatık vaziyette tutmak sürücünün en kolay kontrol edebildiği harekettir. Her duruşta motoru tam ortada tutmak mümkün olmaz, o nedenle sol ayak yere bastığında sola doğru alışılmış eğim kontrolü motorun sola kaçmasını rahatça engeller. Sağ ayak ve bacak bu kontrole aynı ölçüde alışkın değildir.

Motosiklet ani bir şekilde durdurulmuş veya yavaşlarken vites küçültülememiş ise, ön fren sıkılarak sağ ayak yere basılır, sol ayakla vitesler hızlıca küçültülür, sonra yine sol ayak yere basılarak sağ ayak frene konur. Bu alışkanlığa sahip olan sürücüler yokuş aşağı, yokuş yukarı veya eğimli yüzeylerde her türlü sağlıklı bir şekilde durabilirler ve kalkabilirler.

Scooter kullanıcıları için arka fren sol elde olduğu için bu davranış çok kritik değildir ancak bir gün vitesli motor da kullanabilecekleri için bu duruşa alışmaları faydalı olacaktır.

Yavaş hızlardaki keskin dönüşlerde peglere kuvvet uygulamak denge bulmayı çok kolaylaştırır. Çok yavaş düz sürüşlerde sol ayak zaten birinci viteste bulunan vites koluna hafifçe bastırılır, sağ ayak da aynı hizada fren kolunun üstünde tutularak denge noktası öne alınır. Bu şekilde sağ el frenle ilgilenmez, sadece gaz kontrolü yapar. Sağa ayak frene hafifçe bassa bile debriyajla dengelenerek motosiklet kontrollü bir şekilde yavaş yavaş ilerletilir. Sıkışık trafikte araçların arasından ilerlerken ayağınızı yere basmadan akıcı bir şekilde ilerlemenizi sağlayacak bu tekniğe alışırsanız çok rahat edersiniz.

Durunca sağ ayak her zaman frende, sol ayak da yerde. Buna alışırsanız güvenli durur güvenli kalkarsınız.

Doğru oturuş ve ellerin pozisyonu

Doğru oturuş ve eller ile kolların pozisyonu sürüş sırasında motosikleti daha iyi kontrol edebilmeniz ve özellikle uzun seyahatlerde daha az yorulmanız için çok önemlidir. Doğruya alışırsanız hep doğru kullanırsınız ve özellikle acil durumlarda doğru tepkileri en hızlı şekilde vermeniz kolaylaşır.

Dik oturma

Motosikletin üzerinde ata biner gibi sırtınızı dik tutarak oturmanız gerekir. Spor motosikletler hariç. Dik pozisyonda durursanız ivmelenmede, frenlemede ve virajlarda ağırlığınızı kolayca kaydırabilirsiniz. Yukarıdakilerin haricinde ilk akla gelen faydası ise etrafı daha iyi görmeniz ve daha erken aksiyon alabilmenizdir.

Sert ivmelenmelerde ön tekerin bir miktar havaya kalkması mümkündür. Küçük hacimli motorlarda bile bu durum başınıza gelebilir. Çok büyük bir problem değildir ama heyecan sebepli kontrol kaybı yaşanabilir. Bunu engellemek için ani gaz açtığınızda vücudunuzu öne doğru eğerek ağırlığınızı öne vermeniz gerekir. Ön teker kalkmasından acil durum pek oluşmaz ama alışkanlık edinmekte fayda vardır.

Aynı şekilde sert fren yaptığınızda da tüm ağırlık ön tekere doğru kayacağından arka tekerin yerden kesilmesi olasıdır. Fren gücü fiziksel olarak lastiğin üzerindeki yük ile doğru orantılıdır. Arka lastik yerden kesilmese bile üzerindeki yükün azalması frenleme kuvvetini azaltacaktır. Bu nedenle her frenlemede vücudunuzu arkaya doğru kaydırmanız daha dengeli bir frenleme sağlayacaktır ve ön teker kadar olmasa da arka teker de frenlemeye destek olacaktır.

Viraja girdiğinizde hızınız yüksek kalmışsa ve motorunuzu daha fazla yatıramıyorsanız vücudunuzu virajın içine doğru kaydırmanız gerekebilir. Aynı şekilde motor fazla yattıysa da vücudu dışarıya kaydırmanız fayda sağlayabilir. Bir çok farklı durumda bu hareketleri denemenizde fayda vardır.

Acil durumlarda yukarıda bahsettiğimiz hareketleri yapmanız eğer alışkın değilseniz imkansızdır. Her frende vücudu arkaya vermeye alışırsanız ani frende otomatik olarak kendinizi arkada bulursunuz. Viraj içinde sağa sola kaymaya alışırsanız ani gerekliliklerde hemen tepki verirsiniz. Doğru oturuş alışkanlığı olağan durumlarda boşa hareket etmek gibi gelse de en çok acil durumlarda fayda sağlar.

Kolların pozisyonu

Kolların duruşunun sürüşe ne katkısı ne olur diye düşünülür ama motoru rahat kontrol etmek ve yorulmamak için oldukça önemlidir. Kollarınız gidona dik durmamalı, dirseklerden bir miktar kırık durmalıdır. Ayrıca kolunuz kasılmış durumda olmamalı, motosikletin hareketi ile yukarı aşağı rahat hareket edebilmelidir. Hatta yolda giderken arada sırada dirsekleri yukarı aşağı hareket ettirmekte fayda vardır, kolunuzu kasmamaya alıştırır.

Ellerin pozisyonu

Her iki el de gidonda durmalı ama gidonu sıkmamalı, parmaklar da gidonu rahatça sarmalıdır. Parmaklar kesinlikle debriyaj ve fren kollarının üstünde durmamalıdır. Bazı sürücüler fren üzerinde iki parmak tutmaya alışmıştır, bu durumu acilen değiştirmeleri gerekir. Acil fren yapmanız gerektiğinde kolun üzerinde hazır bekleyen iki parmağın gücü yetersiz kalır ve diğer yandan gidon üzerinde kalmış olan diğer iki parmak fren kolunun daha çok fren yapmasına engel olur. Kural basittir, fren dört parmakla yapılır. En ufak freni bile bu şekilde yapmaya alışırsanız ani frenlerde güçlü ve dengeli fren yapabilirsiniz. Aksi takdirde ya az ya da kontrol edemeyeceğiniz fazlalıkta fren yaparsınız, her ikisi de tehlikelidir.

Diğer bir kötü alışkanlık da sağ el ile uzun süre gaz açık gidildiği durumlarda gazı açık tutarak avuç içini yukarı kaydırmaktır. Motoru sürerken normal olarak gazı açmak için bileğinizi aşağıya çevirirsiniz. Özellikle uzun sürüşlerde bilek bu pozisyonda kaldığı için ağrı yapabilir. Bu duruma engel olmak için bazı sürücüler gazı sabit tutarak bileklerini yukarı kaldırarak düz hale getirirler. Bu şekilde sürmek çok tehlikelidir. Normal sürüşte bileğiniz aşağıdayken ani fren yapmak zorunda kaldığınızda fren koluna parmaklarınızı uzatmak için bileğinizi yukarı kaldırmanız, yani otomatik olarak gazı kapatmanız gerekir. Ancak eğer bileğinizi düzeltmişseniz frene parmaklarınız giderken gaz açık kalmaya devam eder. Normal şartlarda bunu engellemeniz mümkündür ama ani şartlarda mümkün değildir. Fren yerine gaz veren acemi sürücüler gibi kaza yaparsınız. Bileğinizin ağrıması aynı zamanda ara sıra mola vermenize sebep olur, bu da temelde iyi bir alışkanlıktır.

Sürüş öncesi kontrolleri

Tüm motosiklet üreticilerinin kullanım kılavuzları sürüş öncesi kontrollerine uzun bir bölüm ayırırlar. En detaylı kontroller için onları kullanabilirsiniz. Özellikle birkaç aydır kullanılmamış bir motosiklete binmeden önce motor yağına dahi bakmanız gerekir. Ya da her bin kilometrede bir lastik diş derinliğini kontrol etmelisiniz.

Ancak her gün motor kullanan biriyseniz her sabah göz atmanız gereken yerler bellidir. Günlük kullanımda frenlerin gücündeki azalmayı ya da motorun sesindeki değişimleri sezmek daha kolaydır. Ancak her motora binişinizde göz ucuyla bile olsa bakmayı alıkanlık haline getirmeniz gereken bazı noktaları vurgulamamız gerekir.

Lastik hava basıncı

Çoğu zaman motorunuza yaklaşırken uzaktan bakınca bile inmiş lastiği anlarsınız. Ancak tamamen sönmüş bir lastik zaten sizi yola çıkarmayacaktır ve bu nedenle güvensiz bir sürüşe yol açmaz. Tehlikeli olan ise gözle anlaşılmayacak kadar basıncı azalmış lastikle yola çıkmaktır. Özellikle virajlarda çok tehlikelidir.

Bunu engellemek için her sabah elinize hava basınç kontrol cihazı alıp ufak değişiklikleri kontrol etmenize gerek yok.  Basitçe lastiğe küçük bir tekme atarak geri tepmesinden hava basıncını hissedebilirsiniz. Tabi bunun için basıncı tam lastiğin tekmede verdiği tepkiyi bilmeniz gerekir. Arada sırada lastik tekmelemenin etrafınız çok kalabalık değilse sizi garip göstermeyeceğine emin olabilirsiniz. Bazen küçük bir çivi lastiğin havasını yavaş yavaş indirir, eğer ilk benzinlikte lastiğe hava basarsanız rahatlıkla tamir ettirmeye kadar gidebilirsiniz.

Tekme atmadan yola çıktıysanız ya da tekmeyle anlayamadıysanız sürüş sırasında ön lastiğin havasındaki eksikliği hissetmek arkaya göre nispeten daha kolaydır. Düşük hızda dahi sağa sola dönerken direksiyon sertleşir. Arka lastikteki basınç eksikliği ise virajda motorun arkası çizgiden çıkıyormuş gibi hissettirir. Garip bir durum sezerseniz inip bakın, tekmeleyin, hiç olmadı en yakın benzinlikte lastik basınçlarını kontrol edin. Önce güvenlik.

Aynaların temizliği

Motora binerken kontrol etmezseniz aynanızın kirli olduğunu ilk kavşakta anlarsınız ve aynanız kirli ise arkayı doğru göremezsiniz. Durup temizlemek zorunda kalırsınız. Giyinip kuşanıp yola çıkmışken durmak hoş değildir ve bazen eldiveni çıkarıp uygun bir bez bulmaya üşenebilirsiniz. Bu durumda eldiveninizle aynayı silmeniz genelde iyi bir sonuç vermez, aksine daha da bulaştırabilir. Motora binmeden aynaya bakmak en kolayıdır.

Aynı durum ön camınızın temizliği için de geçerlidir ancak aynalar elbette daha kritiktir. Ön cam çok yüksek değilse ciddi bir tehlike yaratmaz.

Güvenlik ekipmanlarınız

Sürüş öncesi kontrolü sadece motorla ilgili değildir. Aynı zamanda eldivenle motor kullanmaya alışmanız gerekir. Ya da montunuzu giymeden yola çıkmamanız gerekir. Her gün motora binenlerde genelde ekipmanlardan birisi eksikse rahatsız hissetmek gibi bir duygu oluşur. Bu duygu güvenlik alışkanlığıdır ve alıştıktan sonra taviz vermesi daha zordur. Nasıl alışırsanız öyle gider.

Yeni beceriler öğrenmek

Güvenli sürüş uygun tutumlara ve tehlike algılama ve araç kontrolüne uygun becerilerle mümkündür. Becerilerin nasıl öğrenildiği ve eğitimin bu süreçte nasıl faydalı olduğunu anlamanız becerilerinizi geliştirmenizi kolaylaştıracaktır. Herhangi bir beceri üç ana maddeye bağlıdır:

  • alakalı bilginin hızlı ve doğru algılanması
  • uygun tepkinin hızlıca seçilmesi
  • seçilen tepkinin doğru şekilde uygulanması.

Tutum, daha önce gördüğümüz gibi ilgili olanın süzülmesi ve uygun olanın seçilmesinde önemlidir. Becerinin diğer özellikleri olan hız ve doğruluk ise tekrara ve geri bildirime dayalıdır.

Tekrar ve geri bildirim

Beceri gelişiminin iki temel bileşeni pratik yapmak ve geri bildirimdir. Geri bilirim ne kadar iyiyse öğrenme o kadar iyi olur.motosiklet kullanmak gibi karmaık beceriler daha küçük becerilerden oluşur. Öğrenmemizin ilk adımlarında her beceriden geri bildirim alırız ancak zamanla değişik beceriler bir araya gelip birlikte hareket etmeye başladıkça hareketlerimizi daha az fark ederiz. Bu durumun iki sonucu olur. İlki, her kararımızda daha büyük bir beceriler topluluğunu tetiklediğimizden karar sayımız azalır. İkinci olarak ise hareketlerimiz daha akıcı ve telaşsız olur.

Motosikletin temel kontrollerinde iyice ustalaştığınızda ilginizin çoğunu yola ve trafik şartlarına verebilirsiniz. Bu şekilde tehlikelere ve iyi sürüşün ana olgularına karşı algınız ve tepkileriniz gelişir. Sürüş performansınız bitmeyecek zamanınız varmışçasına daha sakin ve verimli olur.

Buradaki konular arasında sürüşünüzü geliştirmek için tasarlanmış bir çok yöntem bulacaksınız. Bu yöntemler başta çok ilgilenmenizi ve düşünmenizi gerektirecekler ancak siz alıştıkça otomatik ve doğal hale gelecekler. Motosiklet sürüşünde ustalaşmak ehliyet sınavını geçerken yaşadığınız sürecin tekrarı gibidir. İlk başlarda vites değiştirmek veya dönüş yapmak tüm dikkatinizi vermenizi gerektirirken tekrar ettikçe bu tip beceriler otomatik hale gelir ve ilginizi yolu okumaya verebilirsiniz.

Sürüşü mekanik bir aktivite olarak düşünürseniz bu durumun bir de olumsuz tarafı vardır. Bir yöntemi öğrenilince performans sabitlenir ve değişen şartlara tepki verilmeyebilir. Deneyimlerimizden öğrenmeye direnç konusunda bahsettiğimiz gibi eski sorunlara yeni yaklaşımlar göstermek gerektiğine dikkat etmeliyiz.

Eğitim

Temel ve gelişmiş sürüş eğitimleri öğrenmenizi hızlandırabilir, bu şekilde hiç elde edemeyeceğiniz beceriler edinebilirsiniz. Eğitim sayesinde değişik trafik şartlarındaki farklı tehlikeli durumları bol tekrarla tespit ederek risk algınızı geliştirirsiniz. Ancak kendinizi geliştirirken aktif olmanız çok önemlidir. Hepimiz farklı öğreniriz ve hangi yöntemin size uyduğunu ancak siz tespit edebilirsiniz. Verimli bir eğitim için tekrar ile dersler arasındaki dengeyi iyi kurmalısınız. Dersler bir beceriye nasıl bakmanız gerektiğini anlatırken tekrarlamak o becerinin otomatik hale gelmesini ve ihtiyacınız olan her an hazır olmasını sağlar.

Eğitim sonrası aşırı güven

Sürücüler eğitim sonrasında yeni becerilerini abartırlarsa ciddi zorluklarla karşılaşabilirler. Başarılı bir eğitim sonrası sürüş becerileriniz ve kendinize güveniniz dengede olmalıdır. Öğrendiğiniz yöntemleri tecrübe ettikçe gerçek sürüş becerilerinizle sahip olduğunuzu sandıklarınız arasında farkların belirmesi olasıdır. Aşırı güveninizin sizi üstesinden gelemeyeceğiniz bir duruma sürüklemesi ve bu durumun kazayla sonuçlanması tehlikesi belirir. Bu durumun yeni beceriler öğrendiğiniz her seferde oluşabileceğini hatırlayın. Sürüşünüzü çok dikkatle gözleyin ve kendi sınırlarınızda sürün.

Bundan sonraki konularda güvenliğinizi arttıracak ve kaza yapma ihtimalinizi azaltacak motosiklet kontrol teknikleri anlatılacak ancak bu başarı sadece sizin olumlu tutumunuz, konsantrasyonunuz ve hepsinden önemlisi kendinizi bilmenizle mümkün olabilir.

Defansif sürüş

Motosiklet sürücüleri aşırı derecede korunmasızlardır. Otomobil sürücülerinin aksine etraflarında koruyucu bir kabuk yoktur. Dengeleri yüksek oranda yolun yüzey kalitesine bağlıdır ve görünür değillerdir. Tüm bu olumsuzluklarla beraber görüş, pozisyon alma ve ivmelenmede avantajlı durumdalardır. Dolayısıyla sürüşlerini mümkün olduğunca defansif yapmaları gerekir.

Görünür olmak

Gündüz saatlerinde kaza yapan otomobil sürücülerinin üçte biri motorluyu kazadan önce görmediğini söyler. Geceleri ise bu oran yarıdan fazladır. Motorlunun karşıdan görünüşü oldukça küçüktür ve bu yüzden hangi hızda geldiğini anlamak zordur. Yoğun durumlarda motoru ve sürücüyü arka plandan ayırdetmek zordur ve daha önce bahsettiğimiz gibi araba sürenlerin motorluları görmemek gibi bir kör noktaları vardır. Geceleri durum daha da tehlikelidir çünkü hem tek far genelde dikkat çekmeyecek kadar güçsüzdür ve diğer farların arasında kaybolabilir, hem de hız ve mesafeni tayin edilmesi daha da güçtür.

Görünür olmak için her şeyi denemelisiniz;

  • floresan renkli ve yansıtıcı işaretlere sahip ceket ya da üst giyerek
  • gündüz de farları yakarak
  • parlak farlar veya sis farları kullanarak

Eğer motorunuzda gündüz farı varsa mutlaka kullanın. Yoksa kısa farlarla sürün. Sürüşünüzü planlarken görünür olmaya dikkat edin ve arka plandan ayırdedilecek şekilde giyinin. Bunun her an değişebileceğini de unutmayın, siyah asfalt üzerinde beyaz bir sürücü dikkat çekicidir ancak arkanızda beyaz bir kamyon bulunuyorsa iş değişecektir. Görünür olduğunuz için güvende olduğunuzu da düşünmeyin ve her zaman güvenli olmanızın gözleminizin ve planlamanızın kalitesine bağlı olduğunu unutmayın.

Kazaların dörtte üçü otomobil sürücülerinin kavşakta motorluyu görmemesinden olur. Duran ya da yaklaşan bir araç olan kavşaklara çok dikkatle yaklaşın. Dİğer sürücünün sizi gördüğünden emin olana kadar yavaşlayın ve ileride anlatacağımız gözlem ve pozisyon alma konularına dikkat edin.

Kıyafet

Kıyafet bir kaza anında sürücünün sahip olduğu ana korumadır. Kaskınız çok iyi durumda olmalıdır çünkü en ufak hasar dayanımını ciddi miktarda azaltacaktır. Doğru takılmış olmalıdır, iç destekler ve çene bağlantısı kafaya takıldıktan sonra hareket etmeyecek şekilde ayarlanmış olmalıdır.

Kıyafetler esnek, sürtünmeye dayanıklı, belli bir seviyede destekleyen ve dirsek, diz ve omuz gibi kilit noktalarda ilave destekleri bulunan yapıda olmalıdır. Deri genelde en uygun malzeme olarak bilinir. Botlar ayakla beraber bilek ve alt bacağı da korumalı, eldivenler de elleri korumalıdır. Yansıtıcı şeritleri olan floresan renkli kıyafetler görünmenizi kolaylaştırır.

Motorun gürültüsü kısa dönemde yorgunluğa, uzun dönemde de duyma bozukluğuna yol açar. Kulak tıkacı kullanarak bu tehlikelerden sakınabilirsiniz.

Defansif sürüş becerisi geliştirmek

Bir motorlu olarak anlamanız gereken en önemli şey, güvenliğinizin hareketlerinize ve diğer sürücülerin hareketlerini tahmin ederek onlardan kaçınma becerinize bağlı olduğudur. Yüksek dikkate sahip olmalı, olası tehlikeleri hissedebilmeli ve mükemmel gözlem yapabilmelisiniz. Yüksekte oturmanın, esnek konumlanmanın ve motorun hızının avantajını en iyi şekilde kullanabilmelisiniz. Tehlikeyi hissetmek deneyimle gelişir bu nedenle her zaman becerileriniz ölçüsünde sürmelisiniz. Her zaman gireceğiniz yolun güvenli olduğundan emin olun. Unutmayın ki, gündüz ışığında bile diğer sürücülerin üçte biri sizin orada olduğunuzu farketmeyeceklerdir.

Yorgunluk

Yorgunluk sadece motosiklet üzerinde geçirilen zamana değil, o gün işte geçirilen zamanla da alakalıdır. Bir seyahate başlamadan önce yeterince yorulmuşsanız seyahat sırasında bitkin düşme riskiniz daha fazladır. Motosiklet sürücüleri ise, gürültü, titreşim, rüzgar ve açık havaya maruz kalmaktan ötürü daha kolay yorulurlar.

Sağlık, ilaç kullanımı ve ruh hali

İyi hissetmiyorsanız motosiklet kullanmamalısınız. Otoyol sürüşlerinde bu daha önemlidir çünkü hem kötü hissederseniz güvenli şekilde duracak zamanınız olmaz hem de yüksek hızlı kazaların tehlikesi çok daha fazladır. İlaç kullanımı uyuşukluk halinin genel kaynağıdır, bu nedenle ilaç üzerinde bulunan ya da dokturunuzun yaptığı uyarıları dikkate almanız gerekir. Ruh haliniz de tehlikeleri farketmenizi, uygun kararları almanızı ve verimli bir şekilde uygulamanızı etkiler. Gergin bir durumdaysanız bunun sürüşünüze nasıl etki yapacağının farkında olmanız gerekir.

Monoton durumlar

Az trafik, sis, gece ve otoyol gibi monoton durumlarda uzun süre motosiklet kullanmak uyarıcıları azaltır ve yorgunluğu arttırır.

Yorgunlukla başetmek

  • sürüşten önce yorulmayın
  • mümkün olan ayarlarla sürüş pozisyonunuzu konforlu bir hale getirin
  • ayağınızın pegler üzerinde dinlenir vaziyette olmasını sağlayın
  • gürültüyü azaltmak için kulak tıkacı kullanmayı deneyin
  • hava şartlarına uygun korumayı sağlayan kıyafetler giyin.

Hem sıcaktan hem de soğuktan yorgunluk oluşur. Sıcak havalarda açık renk kıyafetler giymek hem serin tutar hem de dikkat çekici olmanızı sağlar. Yağmurda su geçirmeyen kıyafetler giymeniz önemlidir çünkü ıslanan kıyafetler motosiklet üzerindeki rüzgarın da yardımıyla vücut ısısının hızla düşmesine yol açar. Eldiven ve botların da su geçirmez olması gerektiğini unutmayın.

Soğuk hava tehlikelidir, vücut üşüdükçe sürücü halsizleşir ve dikkatini kaybeder. Uzuvlar daha çabuk üşür, öyle ki soğuk havada ellerin ortalama sıcaklığı 14-15°C civarındadır ve hislerinin çoğunu kaybeder.

Üşümeye karşı önlem almak için;

  • üst üste çok katman giymek – ne kadar çok kat giyinirseniz o kadar sıcak olursunuz
  • kalın bir montun üstüne rüzgar geçirmeyen bir rüzgarlık giymek
  • kıyafetinizin içine hava girip balonlama yapmasın diye tüm düğmeleri kapatmak – hareket eden hava daha çabuk üşütür
  • terleten kıyafetlerden sakınmak – ter buharlaşırken vücudu soğutur
  • kafanızı, ellerinizi ve ayaklarınızı güzel yalıtmak faydalıdır.

Kötü oturuş fiziksel yorgunluğu, dolayısıyla zihin yorgunluğunu getirir. Yorulmayacağınız pozisyonda oturmaya dikkat etmelisiniz.

Geceleri parlayan ışıklar ve sürekli değişen görüş şartları hızlı yorgunluk getirir. Gece sürüşleri gözleri çok yorar ve en ufak göz bozukluğu strese ve yorgunluğa yol açar. Eğer gece sürüşlerinde özellikle gözlerinizden rahatsız oluyrsanız gözlerinizi kontrol ettirmenizde fayda vardır. Yaşlandıkça gözlerimizin bozulması normaldir ve numaralı gözlükler çok faydalı olur.

Ses ve titreşim insanı yorar, bu nedenle bunları azaltmak için elinizden geleni yapın. Kaskınızın havalandırma kanalları sizi yanık tutuyorsa açın ama gürültü yapıyorsa veya kafanızı üşütüyorsa kapalı tutun.

Bolca dinlenmek yorgunluğun artmasını engeller. Anlaşılmıştır ki uyanıklığın tazelenmesi için en az 20 dakika mola vermek gerekmektedir. Uzun seyahatlerde bir seri dinlenme noktası planlamalısınız. Unutmayın i her mola bir öncekinden daha az faydalı olacaktır. Molalarda fiziksel aktivite faydalıdır, o nedenle sadece oturmayı değil, kısa yürüyüşler yapmayı da unutmayın.

45 yaşın üstündeki sürücülerin gençlere göre daha az dinlenebildiğini ve tazelenebildiğini bilmesi gerekir.

Biyolojik ritim

Normalde uyumanız gereken vakitlerde ya da yeterince uyuyamadığınız durumlarda uyanıklık düşer. Günün saatine göre de değişkenlik gösterir;

  • akşamın erken vakitlerinde tepkilerimiz sabaha göre biraz daha hızlıdır
  • öğle yemeğinden sonra uyanıklıkta azalma görülmektedir
  • en büyük yorgunluk sebepli kaza riski gece yarısı ile sabah 8 arasındadır.

Düzensiz iş saatleri de yorgunluğu arttırır. Eğer uykulu hissediyorsanız, göz kapaklarınız ağırlaşıyorsa ve arka ışıklar bulanıklaşıyorsa uyumamak için bir şey yapmalısınız. Güvenli olan ilk noktada dinlenmelisiniz.

Konsantrasyon ve uyanık olmak

Konsantrasyon ve uyanlıklık da sürüş becerisinin anahtar zihinsel yönlerindendir. Çevremizdeki bilgileri işleme yeteneğimiz sınırlıdır. Bu nedenle bazı noktalara daha çok dikkat ederek yani konsantre olarak bu eksikliğimizi gideririz. Konsantrasyon motosiklet sürüşünde çok önemlidir çünkü en hızlı tepki vereceğimiz durumlar odaklanmış olduğumuz bölgede gerçekleşen durumlardır.

Bu durumu daha iyi anlatmak için görüşünüzü ve odaklanmış olduğunuz tek noktayı aşağıdaki gibi ifade edelim.

Gördüğünüz gibi sadece küçük bir noktaya dikkat ederseniz küçük bir bakış açısına sahip olursunuz. Ancak aşağıda göreceğiniz gibi sürekli farklı noktalara odaklanırsanız resmin tümüne daha çok hakim olursunuz.

Çevreyi taramak

Etrafını hızlıca tarayarak farklı tehlikeleri arayan sürücüler, tek noktaya odaklananlardan daha az kaza riskine sahiptirler. Bu becerinizi geliştirmenin bir çok yolu vardır:

  • gözlerinizi aynalar dahil olmak üzere sürekli hareket ettirin ve her yöne bakın
  • her yönden gelebilecek her türlü tehlikeyi arayın
  • farklı sürüş durumlarında karşılaşacağınız farklı tehlikelere karşı hassasiyetinizi geliştirin – bu gelişim öğrenmeye, deneyme ve bu farkındalığı geliştirmeye adanmanıza bağlıdır.

Motosiklet sürücülerinin otomobil sürücülerine karşı büyük bir avantajları vardır. Bunun ana sebebi yüksekte oturmalarıdır ancak daha iyi bir bakış açısı için motorlarını hareket ettirebilme esneklikleri de çok önemlidir. Doğru kullanıldığında bu izleme avantajı korunmasızlığa karşı öne çıkabilir.

Bakmak ama görmemek

Ne gördüğümüz genelde ne görmek istediğimize bağlıdır. Başınıza gelmiştir, daha yeni bakmış olduğunuz taraftan son anda bir bisiklet ya da yaya çıkar. Bunun sebebi, sürücülerin gözlerinin genelde bisiklet ya da motosiklet gibi küçük nesneler yerine kamyon ya da otomobil gibi büyük nesneleri aramasıdır. Bu nedenle bakarlar ama görmezler. Konsantre olduğumuzda sadece sahneye bakmaz, o sahnede bazı nesneleri ararız. Olmasını beklediğimiz nesneleri çok hızlı farkederiz ve hızlıca aksiyon alırız. Tam tersine beklemediğimiz nesneleri sıkça görmeyiz bile. Bunun küçük bir araç kullanan sizler için önemli sonuçları olacaktır.

Tehlike uyanıklığını geliştirmek

Genelde bilgiler bilinçaltında işlenir ancak bazı uyarıcılar ilgimizi belli noktaya çekerler. İsmimizi duyduğumuzda kulak kabartmamız gibi. Deneyimli sürücüler odaklarının dışından gelen uyarıcılara otomatik olarak dikkat kesilirler çünkü tecrübeleri bilinçaltlarını ya da hislerini belli trafik durumlarında oluşabileceklere karşı hazırlamıştır.

Buradan sonra farklı trafik durumlarında karşılaşabileceğiniz farklı tehlikelerin olabildiğince üzerinden geçeceğiz. Fazla detaylı gelebilir ancak amaç bu durumlara bir ön hazırlık yapmanızı sağlamak ve karşılaştığınızda tehlikeyi zaten bildiğiniz için tepki vermeniz hızlandırmaktır.

Uyanıklık

Uyanıklık ne kadar veriyi işleyebileceğinizi belirler. Yorgunluğun aksi gibi düşünülebilir. Bir çok şeye bağlıdır ancak sürüş gibi rutin durumlarda zamanla azalma eğilimindedir. Uyanlıklık bir şekilde kişiliğinize de bağlıdır. Dışa dönük kişiler içe dönük kişilere göre daha çabuk yorulurlar, çünkü dış uyarıcılara karşı daha hassaslardır.

İyi sürmek için uyanık kalabilmeli ve tehlikeleri tespit ederek tepki vermeye hazır olmalıyız. Sürüşlerin çoğu rutindir ve sürekli bir kaza ihtimali bulunmadığından becerilerimize çok az ihtiyaç duyarız. Bu düşük uyarı seviyesi konsantrasyonumuzu kaybetmeyi kolaylaştırır ve uyanık olmak için bazı adımlara ihtiyacımız olur. Yoğun şehir içi trafiğinde sürüş  sırasında yeterince uyarıcı bulunsa da uzun otoyol sürüşlerinde ya da kırsalda yetersiz kalacaktır.

Uyanlıklık ve endişe

Uyanıklık, endişe seviyenize bağlıdır ve yaptığımız her işte bir miktar endişe bulunur. Yapılan işteki tehlikelerin farkında olmak yeterli endişenin gelişmesini sağlar, bu da uyanlıklığa ve tepki vermeye hazırlıklı olmaya yardımcı olur. Hiç kaygı duymamak tepki vermenizi ve harekete geçme hızınızı azaltır. Çok endişelenmek ise doğru şekilde bilgi işlemenizi ve tepki vermenizi engeller.

Uyanık kalmak için;

  • bilinçli bir şekilde risk seviyenizi değerlendirebilir,
  • değerlendirmenizi sürekli güncelleyebilir,
  • trafikteki riskler hakkında kendinize konuşabilirsiniz.

Risklere farkındalığınızı bu şekilde aktif tutabilirseniz endişenizi optimum seviyede tutabilir ve potansiyel bir tehlikeyi ihmal etmekten kurtulursunuz.

Olumsuz tutumlardan kurtulmak

Pozitif tutumlar geliştirin

Olumsuz tutumların kaza ihtimalini arttırdığını gördük. İhtimali azaltan pozitif tutumlar şunlardır;

  • yoldaki diğer kişilere karşı toleranslı ve düşünceli olmak,
  • kendi becerileriniz hakkında gerçekçi olmak,
  • motosiklet sürücüsü olarak ne kadar korunmasız olduğunuzu farketmek,
  • kendinizin, varsa artçınızın ve yoldaki diğer kişilerin güvenliğini çok umursamak.

Limitlerinizi bilmeli ve kişisel arzularınızı güvenliğin önüne geçirmemelisiniz. Buna bir örnek olarak agresif bir sürücüye aynı hiddetle karşılık vermemek sayılabilir. Kararları dikkatlice vermeli, trafik şartlarının tümünü düşünerek umulmayan şekilde hareket etmemelisiniz.

Tutumunuzun güvenliğinizi etkilediğini kabul etmek

Tutumunuzu anlamak ve kaza riskini azaltacak şekilde değiştirmek zor bir iştir. Bunun ilk adımı tutumunuzun sürüş güvenliğini etkilediğinin farkına varmanızdır. Farkına varamazsanız değiştirmeniz gerektiğini anlayamazsınız.

Değişime direnci farketmek

Çoğu sürücü güvenlik bilincinin faydalı olduğunu bilir ancak kendi tutumunun doğru olduğuna inandığından düzeltmesi gerektiğini gösteren işaretleri  farketmez. Hıza karşı tutum değişime direnç gösterilen anahtar tutumdur. Hızlı ve agresif süren kişilerin çoğu bu durumun güvensiz olduğunu kabul etmezler. Herkesin kendisi gibi kullandığını düşünürler ve hızlı kullanmanın kendi tercihleri olduğunu anlamazlar.

Kendini bilmek – sürüş becerisinin anahtarı

Değişimin gerektiğini farketmenin zorluğu delillerin istatistiğe bağlı olması ve çoğu kişinin istatistiktense kendi deneyimlerine inanmasıdır. Hızlı ve agresif bir sürücüyseniz kaza yapmış olsanız bile tutumunuzla sürüşünüz arasındaki ilişkiyi farkedemezsiniz. Araştırmalar kaza yapan sürücülerin kendilerinden çok yol koşullarını ve diğer sürücüleri suçladığını göstermekte. Bu durum kişilerin aynı hataları tekrarlamalarını ve aynı tip kazalara karışmalarını açıklıyor.

Sürüşünüze tümüyle profesyonel bakmanız için önce gerçeklere objektif bir gözle bakmalı, yeterli kanıt bulunduğunda uygunsuz davranışlardan vazgeçmeye hazırlıklı olmalı ve kendi davranış ve sınırlarınız hakkında farkındalığınızı geliştirmelisiniz.

Kendinizi bilmenin adımları şunlardır:

  • tutumların sürüş performansını etkilediğini farketmek
  • kendi tutumlarını anlamak ve kaza yapma ihtimalinizi etkilediğini anlamak
  • korunmasız olduğunuzu farketmek, özellikle motosiklette iken
  • sürüş sırasındaki tüm kararlarınızda güvenliği öncelik haline getirmek
  • kurtardığınız ya da geçirdiğiniz kazalardan kazandığınız tecrübelerden öğrenmek
  • tutumlarınızı değiştirdikçe sürüş performansınızdaki değişiklikleri takip edip tüm sürüş durumlarındaki farkı hissetmek.