Sinyal çeşitleri

Motosikletinizde kullanabileceğiniz sinyal çeşitleri şunlardır;

  • sağ ve sol sinyaller
  • korna
  • dörtlü flaşörler
  • fren lambası
  • ön farla selektör
  • kolunuzla verebileceğiniz işaretler
  • selamlama işaretleri

Bu sinyal çeşitlerini en iyi nasıl kullanacağınızı, avantajlarını ve dezavantajlarını bilmeniz gerekir. Seçim yapma şansınız olduğunda hangisinin daha etkili olacağını düşünmeniz gerekir.

Sağ ve sol sinyalleri kullanmak

Bazı düşük hacimli motosikletlerin sinyalleri düşük voltaj nedeniyle yeterince güçlü olmayabilir. Hatta güneş ışığı altında daha da görünmez olur. Sinyalleriniz yeterince güçlü değilse kolunuzla işaret vermeyi düşünmelisiniz.

Sadece başkası faydalanacaksa sinyal vermeniz gerekir. Bu durum sürüşünüze faydalı olacaktır çünkü;

  • bu şekilde etrafınızda ve özellikle arkanızda olanlara dikkat etmek durumunda kalırsınız, bu da farkındalığınızı arttıracaktır
  • yapmanız gereken el hareketleri azalacaktır
  • yanlış anlaşılmanızı engeller.

Sadece arkanızdaki değil, önünüzdeki sürücülerin de sinyalden faydalanacağını unutmayın.

Sinyal vermenin uygun olduğuna karar verdiğinizde yapacağınız her manevra için ayrı bir sinyal vermelisiniz. Bir sinyal iki manevrayı kapsamamalıdır. Kurallara göre sinyal vermeli ve aşağıdaki noktalara dikkat etmelisiniz.

  • Sağa dönmek ve sağa parketmek için verdiğiniz sinyaller kolaylıkla karıştırılabilir. Buna engel olmalısınız. Gerekirse kolunuzla ilave işaret vermelisiniz. Özellikle sağdaki sokaktan çıkan bir araç varsa ve sokağı geçince sağda duracaksanız çok dikkat etmelisiniz.
  • Yoldaki pozisyonunuz ile niyetinizi açıkca belli etmelisiniz. Mesela sola dönmek üzereyken parketmiş bir araç yüzünden şeriti ortalamanız gerekebilir ve bu durumda sadece aracı geçmek için sinyal verdiğiniz anlaşılabilir. Gerekirse kolunuzla işaret vermelisiniz.

Sinyali kapatmak

Dönüşten sonra sinyali kapatmayı unutmak diğer sürücüleri şaşırtabilir ve kazaya sebep verebilir. Bir sokaktan çıkarken karşıdan gelen aracın sağ sinyalinin yanıyor olmasına güvenmeyin. Yavaşlamasını veya sağa yanaşmasını takip ederek yola çıkın.

Günümüzde neredeyse her otomobilin otomatik sinyal kapama sistemi vardır ancak motosikletlerde pek az bulunur. Bu nedenle işiniz bitince sinyali kapatmaya alışmalısınız. Hatta ihtiyacınız olmadığından emin olduğunuz durumlarda ara sıra sinyal kapama düğmesine basmanızda fayda vardır. Bazı motosikletlerde gidilen mesafeye veya geçen süreye bağlı otomatik sinyal iptal sistemleri vardır, sizin aracınızda da varsa nasıl kullanılacağını öğrenmelisiniz. Bu sistemler sinyale hala ihtiyacınız olduğunda erkenden sinyali kapatabilirler. Büyük bir göbeği dönerken ya da geniş yollarda şerit değiştirirken sinyalin kapanmamasına dikkat etmelisiniz.

Kornayı kullanmak

Bazı kornalar düşük güçleri nedeniyle çok zayıftır. Motosikleti kullanana güçlü gibi gelse de çevrede bulunan arabaların içindekilerce duyulmayabilir. Duyulduğundan emin olmadıkça kullanabileceğiniz bir sinyal olduğuna güvenmemeniz gerekir.

Yayaların ya da diğer sürücülerin sizi farketmemiş ya da görmemiş oldukları durumlarda kornanızı kullanmalısınız. Tehlikeli noktalara yaklaşırken korna seçeneğini de değerlendirmelisiniz. Korna çalmaya karar verirseniz diğer tarafın duymaması ihtimaline karşı durabilecek hıza inmiş olmalısınız. Diğer araçları taciz etmek için korna kullanmayın. Bazı yaşlıların, duyma engellilerin ve özellikle çocukların kornayı duyamayacaklarını unutmayın. Şu noktalara dikkat edin;

  • önce pozisyonunuzu ayarlayın, hızınızı düşürün ve sonra kornaya basın
  • kornanızı doğru zamanda kullanın
  • bulunduğunuz çevreye göre korna çalma uzunluğunu belirleyin
  • korna çalmış olmanız aşırı hızda olmanızı haklı göstermez, özellikle kör dönüşlerde
  • diğer sürücülerin korna seslerine dikkat edin, kask takılıyken çevredeki sesleri duymak zor olabilir.

Dörtlü flaşörleri kullanmak

Dörtlü flaşörleri sadece durduğunuzda diğer sürücüleri uyarmak için kullanın. Bölünmüş yollar ve otoyollar haricinde hareket ederken flaşörleri açmayın. Bunlarda ise sadece önünüzdeki tehlikeyi haber vermek için çok kısa süre için kullanmalısınız.

Fren lambasını kullanmak

Yavaşladığınızı ya da duracağınızı anlatmak için fren lambasını kullanın. Fren yapmadan önce arkayı kontrol etmeyi unutmayın.

  • Yavaşlamadan önce frene hafifçe dokunarak arkadaki sürücüye bilgi verin. Özellikle arkadakinin yakın takip ettiği durumlarda çok faydalı olacaktır.
  • Arka sis farları fren lambaları kadar parlaktır ve fren yaptığınızın anlaşılmasına engel olabilir.

Selektör yapmak

Ön farlarınızla selektör yapmak kornanın duyulmayacağı yerlerde ve geceleri korna yerine kullanılabilir. Selektör sadece varlığınızı göstermek için kullanılmalıdır. Diğer sürücünün selektör yapmasını asla devam etmeniz için bir işaret olarak algılamamalısınız. Bazı sürücüler agresif bir hareket olarak selektör yaparlar.

Gündüz sürüşlerinde sollama yapmadan önce selektör yaparak sürücüleri uyarabilirsiniz. Diğerlerinin tepki verebileceği kadar erken kullanmanız gerekir. Ne zaman ve ne kadar uzun süre selektör yapacağınız ince bir tahlil gerektirir. Hızınıza ve yol durumuna bağlıdır. Öndeki araca selektör yapmanız sollayacağınızı anlatmaz, sadece orada olduğunuzu belirtir. Sollama hakkını almış olmazsınız. Hız nedeniyle kornanın duyulmayacağı zamanlarda da kullanmalısınız.

Karanlık yollarda ön farınızı bir tepeye yaklaşırken ya da çok dar ve virajlı yollarda diğerlerine varlığınızı belirtmek için kullanmalısınız. Alakasız kişilerce yanlış anlaşılma olasılığı olan durumlarda selektör yapmayın.

Kol ile işaret vermek

Gerekli durumlarda kolunuzla işaret vermeniz gerekebilir. Aracınızda yeterli sinyal ekipmanı olmadığı ya da zayıf olduğu durumlarda kol işaretleri şu avantajlara sahip olabilir;

  • mekanik bir hata olma olasılığı bulunmaz
  • açık unutulamaz
  • çok ilgi çeker çünkü motosikletin bütünlüğünü bozar
  • yavaşlamak için kullanıldığında ön taraftan da görünür
  • güneş ışığında daha çok görünür
  • sürücünün niyetini pekiştirmek için kullanılabilir.

Viraj içinde, sert frenlerde ya da ani hızlanma gereken yerlerde kolunuzla işaret vermeyin, durumu daha tehlikeli hale getirirsiniz.

Selamlama işaretleri

Yolu birlikte kullanmayı geliştirmesi ve güvenliği arttırması nedeniyle selamlama işaretleri önemlidir. Diğerlerinin onayını almak sürüşünüzü geliştirmeniz için pozitif bir tutuma sahip olmanızı sağlar. Yaptığınız bir hata için özür dilemek potansiyel bir çatışmayı engelleyerek güvenliği arttırır. Selamlama işaretlerini;

  • size yol verenlere teşekkür etmek için
  • bir hata yaptığınızda özür dilemek için işaretleri kullanabilirsiniz.

Genelde başınızı hafifçe sallamanız güvenli ve yeterli bir harekettir. Eğer bir elinizi de kullanmak isterseniz soldakini kullanmalısınız. İşaretinizin duracağınız ya da kenara çekmeleri için yapıldığı anlamına gelmemesine dikkat etmelisiniz.

Yetkisiz kişilerce yapılan işaretleri uygularken dikkatli olmalısınız. İlerlemenizi işaret eden birisi ne derse desin siz ileriyi kontrol etmelisiniz.

Kaymayı farketmek ve düzeltmek

Kaymayı farketmek kolaydır ancak düzeltmek için muhtemelen zamanınız ve yeriniz bulunmayacaktır. Kaymaya engel olmak ve kayma anında hemen düzeltici hareketi yapabilmek için tam konsantre olmak ve iyi gözlem yapmış olmak gerekir. Kayma oluştuğu anda ilk hareket kaymanın tipini anlamak ve sebebi ortadan kaldırmak olmalıdır.

Arka tekerin kayması

Arka tekerin şu sebeplerle yol tutuşunu kaybetmesiyle olur:

  • çevreye göre aşırı sürat
  • viraj içinde motoru aşırı yatırmak
  • çok sert ivmelenmek
  • aşırı fren yapmak
  • debriyajı bırakırken yol hızıyla motor hızını ayarlamamak.

Arka teker kayınca her iki yöne de gidebilir. Dönerken virajın dışına doğru kayacaktır. Motosiklet yan yatabilir ve kontrol tamamen kaybedilebilir. Motor yatık vaziyetteyse virajın içine doğru düşebilir.

Kaymanın sebebini ortadan kaldırmak için gazı kesmeli ya da freni azaltmalı ve motoru dik duruma getirmelisiniz. Kayma yönüne doğru dönmeli, kayma durunca daha hassas bir şekilde tekrar gazlamalı ya da frenlemelisiniz. Arka tekerin kayması ön tekere göre daha rahat kontrol edilebilir.

Ön tekerin kayması

Ön tekerin şu sebeplerle yol tutuşunu kaybetmesiyle olur:

  • çevreye göre aşırı sürat
  • viraj içinde motoru aşırı yatırmak
  • direksiyonu aşırı döndürmek
  • aşırı fren yapmak

Yeterince zamanınız ve yeriniz varsa sebebi ortadan kaldırın. Ön tekerin kaymasını farkedip tepki vermek için çok az zaman vardır bu nedenle ön tekerin kaymaması için elinizden geleni yapın.

Eğer motor yatık vaziyetteyse ve lastik aniden tekrar yolu tutarsa motor dengesiz hale gelip rotasından çıkar ve virajın dışına doğru düşme tehlikesi belirir. Kontrolü tekrar kazanmak için motoru dik hale getirip hızı azaltın.

Kızaklama

Bir sürücünün karşısına çıkabilecek en korkunç deneyimlerden birisi kızaklamadır. Bu durum genelde lastiğin diş derinliğinin yetersiz olması sebebiyle lastik ile yol arasında bir su yastığının oluşmasıyla olur. Fren yapsanız ya da yön değiştirmek isteseniz de motor tepki vermez. En güvenli çözüm gidonu sıkıca tutarak gazı yavaşça azaltmak, motorun hızı azalınca lastiklerin tekrar yolu tutmasını beklemektir.

Kayma ihtimalini azaltmak

Kayma ihtimalini azaltmak için öncelikle kaymaya neden olan etkenleri açıkça anlamanız gerekir. Daha önce şurada gözlem, tahmin ve planlamanın güvenli ve konforlu bir sürüş için ne kadar gerekli olduğunu anlatmıştık. Bu becerileri kayma ihtimalini azaltmak için nasıl kullanabilirsiniz?

Gözlem yapma – dikkat edilmesi gereken hava ve yol şartları

Kaygan yollarda ve kötü havalarda kaymak daha olasıdır. Dikkat etmeniz gereken bazı açık ve gizli tehlikeler şunlardır:

  • kar, buz, don ve yoğun yağmur
  • yol yüzeyinde aniden kaymanıza yol açabilecek olan çamur veya ıslak yapraklar
  • ağaç altlarında ya da tepelerde oluşabilen gölgede kalmış serin bölgeler, soğuk havalarda öndeki aracın hareketlerini dikkatle izlemeniz gerekir
  • uzun bir kuru dönemden sonra yağan yağmur birikmiş tozları ve yağları çok kaygan bir hale getirebilir
  • kuru gevşek toz veya çakıl
  • benzinlik çıkışlarında ve kavşaklarda sıkça görülen birikmiş yakıt veya yağ damlaları
  • çok yoğun trafikten iyice kayganlaşmış asfalt bölümleri
  • özellikle ıslakken metal ızgaralar, rögar kapakları, asfalt tamir izleri ve yol boyaları
  • normalde iyi tutuş sağlayan ancak hava soğuk iken yüzeyinde buz oluşabilecek olan beton yüzeyler
  • parke taşlı yollar
  • çevrede olmadığı halde köprülerin üzerinde oluşabilecek buzlanmış bölümler

Bu durumlar dönüşlerde daha tehlikeli olurlar çünkü buralarda hız ve yön değişimi bir arada yapılır.

Tahmin etme ve plan yapma – sürüşü yol şartlarına uydurma

Yolu iyi gözlemek zayıf hava ve yol şartlarını doğru değerlendirmenizi ve sürüşünüzü buna göre ayarlayabilmenizi sağlar.

  • Manevralar için yeterince alan bırakın, hızınızı azaltın ve durabilmek için ayırdığınız mesafeyi arttırın. Kaygan zeminlerde normal şartlara göre misliyle mesafeye ihtiyacınız olabilir.
  • Kaygan kesimlerde gazı kullanarak ve vites küçülterek yavaşlayın. Vites küçültürken motor hızıyla yol hızını dengelemek çok önemlidir.
  • Kaygan zeminlerde kalkarken ya da yavaş hızlarda sürerken arka tekerin patinaj yapmasını engellemek için büyük vitesi kullanın.
  • Kaygan zeminlerde yavaşlarken, vites değiştirirken ve dönerken lastiğin yolla bağlantısını koparmamak için olabildiğince yumuşak hareket edin.

Motosikletin bakımı

Kaymalar genelde kullanıcı hatası olsa da, motosikletin ve lastiklerin iyi durumda olması kayma ihtimalini azaltır:

  • lastik havaları doğru olmalı ve diş derinlikleri yeterli olmalıdır, günlük olarak kontrol etmelisiniz,
  • ayarsız frenler ve bozuk süspansiyonlar özellikle kaygan yüzeylerde kaymaya sebep olabilir veya kaymanın şiddetini arttırabilir, bu problemleri ihmal ederek tehlikeyi arttırmamalısınız.

Motosikletin kayması

Motosikletin kayması genelde kötü hava ve yol şartları nedeniyle olur diye söylenir ama bu pek doğru değildir. Kayma kendi kendine olmaz, genellikle sürücünün hareketlerinin sonucudur. Çoğunlukla yönün veya hızın yol şartlarına göre fazla sert değiştirilmesi kaymaya yol açar.

Motosikleti her zaman kaymayacak şekilde sürmeli ve kontrol etmelisiniz. Yol ve hava şartları bozuldukça bunu sağlamak zorlaşır ama şu konuda anlattığımız gibi gözlem yaparak, tahmin ederek ve iyi planlayarak kayma riskini en aza indirebilirsiniz. Bunun için de öncelikle motosikletin neden kaydığını anlamalı, motorun verdiği uyarıları bilmeli ve kaçınmanız gereken hareketleri öğrenmelisiniz.

Motosiklet nasıl kayar?

Lastiklerden birinin ya da her ikisinin normal yol tutuşunu kaybederek istenmeyen bir yönde hareket etmesiyle motosiklet kayar. Bu durum motosiklete uygulanan kuvvetlerin lastik ile yol arasındaki tutuş gücünden büyük olmasıyla gerçekleşir. Bu kuvvetler ivmelenme, frenleme ve viraj alma kuvvetleridir.

Bu kuvvetler gaz, fren, debriyaj ve direksiyon kontrollerini her kullandığınızda motosikleti etkiler. Viraj içinde gaz verir ya da fren yaparsanız farklı kuvvetler birleşir. Şuradaki konuda bahsettiğimiz gibi her lastiğin sınırlı bir yol tutuş kuvveti vardır ve uygulanan dış kuvvetler fazla güçlü olursa lastik ile yolun bağlantısı kesilir. Motosikleti hiçbir zaman tutuş gücünün sınırında sürmemeli, her zaman olası bir tehlikeye karşı güvenlik payı bırakmalısınız.

Kayma genelde şartlara göre fazla hızlı olmanın bir sonucudur. Bu durum kaymayı oluşturan şartları yaratır. Eğer sürücü aniden veya şiddetle hızlanır, fren yapar, debriyajı sert bırakır veya yönünü değiştirirse lastik kayabilir. Kaygan zeminlerde çok daha az bir kuvvet kaymaya yol açabilir. Eğer daha önce bir kayma yaşadıysanız muhtemelen hızınızı, yönünüzü ya da her ikisini birden değiştirirken olduğunu hatırlarsınız.

Kaymanın sebepleri

Kaymanın en yaygın sebepleri şunlardır:

  • şartlara göre fazla hızlı olmak
  • fazla hızlı olunmasa bile sert dönüş yapmak
  • motoru aşırı yatırmak
  • ani ivmelenmek
  • ani veya gereğinden fazla sert fren yapmak.

Kayma başladıysa sürücünün ilk tepkisi sebebi ortadan kaldırmak olmalıdır. Sonraki başlıkta bu durumları inceleyeceğiz.

Unutmayın, kayma başladıysa kayma sebebini ortadan kaldırın.

Kaymaya engel olmak

Yolun şartlarına uygun bir şekilde güvenle sürerek kaymaya engel olmak, kaydıktan sonra kurtarmaya çalışmaktan kolaydır. Ne kadar becerikli olursanız olun, motosikletin kayması aşırı tehlikelidir ve kontrolü tekrar kazanma ihtimaliniz çok azdır. Ancak kaymayı farkettiğiniz anda neyi düzeltmeniz gerektiğini bilmeniz hem kontrol şansınızı arttırır hem de kaymanın daha fazla artmasını engelleyebilir.

Motosikletin kaymasını deneme yanılma ile denemek asfalt yollarda mümkün olmadığından ancak off-road eğitimlerinde bu beceri geliştirilebilir. Diğer yandan her motosikletin kaydığında vereceği tepki farklı olacaktır, bu nedenle burada bahsedilenler her duruma uygun olmayabilir. Önce motosikletlerde ne tip özellikler bulunduğunu anlayalım.

Motosiklet tasarımındaki gelişmeler

Motosiklet üreticileri sürekli güvenliği arttırmanın yollarını arıyorlar. Kilitlenme karşıtı fren sistemi, kombine frenler ve çekiş kontrol sistemi sürüş güvenliğine yardım edebillir. Bu tip özelliklere sahip olan motosikletler, olmayanlara göre çok farklı davranırlar, bu nedenle doğru şekilde kullanabilmek için farklı tekniklere ihtiyacınız bulunur.

Kilitlenme karşıtı fren sistemi (ABS)

ABS’nin amacı sert veya acil fren yapıldığında lastiğin yol tutuşunu kaybetmesini engellemektir. Düz bir yolda sürücünün lastikleri kilitlemeden sert fren yapabilmesini sağlar. Çalışma prensibi ise, lastiğin kilitendiğini farkettiği anda fren gücünü azaltarak dönüşüne devam etmesini sağlamaktır. Prensipte lastiğin hiç kilitlenmemesi gerekir ama kaygan yüzeylerde fren gücü azaltılsa bile lastiğin hemen dönmeye devam etmesini sağlayacak sürtünme kuvveti bulunmayabilir, bu durumda lastik anlık olarak kilitlenir. Diğer yandan viraj alırken oluşan diğer kuvvetler sistemi karıştırarak lastiğin kilitlenmesine yol açabilir. ABS devreye girdiğinde sürücünün fren kollarına maksimum basıncı uygulamaya devam etmesi gerekir.

ABS sürücü için ilave bir güvenlikten fazlası değildir. Lastiklerin yol tutuşunu arttıramaz veya kaymayı engelleyemez. ABS’li araçlar, ABS’siz araçlara göre bazı durumlarda daha kısa mesafede durabilirler ancak kaygan durumlarda duruş mesafesi daha uzun olur.

Birçok sürücü için ABS gerçek bir faydadır çünkü genelde sürücüler lastiklerin kayacağından korktukları için tam fren gücü uygulamazlar ve ABS sayesinde daha cesur fren yapabilirler. ABS kaygan yüzeylerde ya da genelde daha hızlı ya da dikkatsiz sürmenizi sağlamamalıdır. Eğer ABS devreye girdiyse bir şeyi yanlış yapmışsınız demektir.

Kombine frenler

Birçok motosikletlerin ön ve arka fren bağımsız çalışır ve her ikisi birden uygulanmalıdır. En deneyimli sürücüler bile iki fren arasındaki optimum fren basıncını ayarlamakta zorlanabilirler. Kombine ya da bağlantılı frenler bir fren uygulandığında diğerinin de ayarlanmış bir optimum güçte uygulanmasını sağlar. Bazı motosikletlerde herhangi bir fren her iki frene de bağlıyken bazılarında sadece ön fren arkaya bağlıdır. Bu sistem ve ABS’nin birlikte bulunmasının ortalama bir sürücüye kaygan zeminde yaptığı frenlerde ciddi avantaj sağladığı görülmüştür.

Çekiş kontrol sistemi (traction control)

Çekiş kontrol sistemi ivmelenme sırasında arka tekerin fazla kaymasını engelleyerek dengeye katkı sağlar. Sistem arka tekerin dönüş hızı ile motosikletin hızını sürekli karşılaştırarak olası bir patinaj durumunda motordan güç aktarımını anlık olarak keser. Bu durum lastiğin tekrar yolu tutmasını sağlar ve denge güçlenir. Özellikle kaygan yüzeylerde lastiğin yol tutuşundan en çok faydayı alabilmeyi sağlar.

Çekiş kontrol sistemlerinin davranışları her motosiklet markasında farklı olabilir o nedenle olası bir kayma durumunda sistemin nasıl davranacağını öğrenmek için üreticinin kullanım kılavuzuna bakmanız gerekir.

Virajda pozisyon ve hız

Bir motosiklet için virajda olması gereken pozisyon ve hız oldukça önemlidir. Otomobil sürücülerinin aksine motorlular yoldaki pozisyonlarını doğru seçerek güvenliklerini arttırabilirler. Posizyon seçiminde her zaman öncelik güvenlik olmalıdır. Birazdan bahsedilecek durumlardan hiçbirini daha güvensiz ise tercih etmemelisiniz. İkinci öncelik de tekerleklerin doğru tutacağı bölgelerin seçimi olmalıdır. Daha iyi görünen bir pozisyonda tozlu bir kesim bulunuyorsa orayı kullanmak doğru olmaz. Gelelim yolun hangi tarafını kullanacağınıza.

Sola dönüşler

Sola dönüşlerde kendinizi yolun ya da bulunduğunuz şeritin sağında tutun. En sağ şeritteyseniz park etmiş araçlara ve yayalara dikkat edin. Sağ tarafta kaldığınızda karşıdan gelen trafiği görmek için daha geniş bir açıya sahip olursunuz.

Sağa dönüşler

Kendinizi bulunduğunuz şeritin soluna yanaştırın. Bu şekilde karşıdan gelecek araçları daha erken görürsünüz. Sola yanaşırken karşıdan gelebilecek araçlara dikkat edin.

Virajı yumuşak almak

Viraj alırken pozisyonunuzu değiştirerek virajı daha yumuşak hale getirebilirsiniz. Hangi taraftan başladıysanız diğer tarafa doğru yer değiştirerek dönüş çapını arttırabilir ve dengenizi arttırabilirsiniz. Sola dönerken sağ tarafta başladığınız dönüşte (eğer karşı şeridi net bir şekilde görebiliyorsanız) dönüş içinde ortaya doğru kayıp viraj çıkışına doğru tekrar sağa yanaşarak dönüşü yumuşatabilirsiniz. Karşı tarafı görmüyorsanız bunu yapmayın.

Peş peşe virajlara girmek

Sağlı sollu virajlara sahip olan yollar bir motorlu için en zevkli yollardır. Bu durumda ilk virajdan çıktığınızda sonraki virajın girişi için doğru pozisyonda kalmaya çalışmanız en isabetli durum olacaktır. Bunun için ilk şart yine karşı tarafı görebileceğiniz güvenli bir durumda olmaktır. Sola dönüş peşine sağa dönüş varsa ilk virajın çıkışında sağda kalmaktansa sola yanaşmanız, sola dönüş peşine bir daha sola dönüş varsa sağda kalmanız gerekir.

Karşıdan araç gelme ihtimaline karşı ortaya fazla yaklaşmamak gerekir. Özellikle sola dönerken motosiklet de sola yatacağından, ortaya yaklaşmışsanız vücudunuz karşı şeride geçebilir ve karşıdan bir araç gelirse bu durumdan kurtulmak çok zordur.

Virajda hız

Viraja yaklaşırken limit noktası size yaklaşacaktır ve hızınızı azaltmanız gerekir. Viraj içinde bulunacağınız hızı tahmin etmeniz viraja girmeden önce doğru vitesi seçebilmek için çok önemlidir. Motosikletin gaz hareketlerine en iyi tepkiyi vereceği vitesi seçmeniz viraj içindeki denge için önemlidir. Viraja girdikten sonra vites küçültmek zorunda kalırsanız arka tekerin yol tutuşunu bozarsınız ve genel dengeniz çok zarar görür. Islak yol şartlarında ise küçük vitesteki yüksek güç aktarımı arka tekerin kaymasına sebep olabilir.

Virajdaki hızınızı belirlemenizde ana etken “ne kadar hızlı dönerim?” değil “görebildiğim mesafede durabilir miyim?” sorusunun cevabı olmalıdır. Viraja girdikten sonra sabit bir hızda kalmak için hafifçe gazı açmanız gerekir. Bu çekiş arka tekerin dengeye olan faydasını arttırır.

Limit noktası uzaklaşmaya başlayınca artık viraj bitmek üzeredir ve gazı arttırarak dik hale gelmelisiniz. Motosiklet dikleşmeden vitesi büyütmek doğru değildir.

Yol geometrisi ve görüş mesafesi

Yol geometrisi ve görüş mesafesi viraj içindeki sınırlarınızı ve hızınızı belirleyen faktörlerdendir. Yolun geometrisini ifade eden ve kamber ve dever denen iki tanımı öğrenerek başlayalım.

Yolların enine kesitleri genelde bize düzmüş gibi gelir ama yağan yağmurun yolun dışına akmasını sağlamak için hafif bir eğimle inşa edilirler. Bu eğimler sürüşü etkiler.

Kamberli denen yol tipinde yolun ortasından her iki tarafa da eğim bulunur. Genelde gidiş gelişli olan iki şeritli yollar bu şekilde inşa edilmiştir. Yolların düz kesimlerinde kamber açısı düşüktür. Virajlarda da kamber devam edebilir ya da aşağıda anlatılan deverli hale dönüşebilir.

Deverli yollarda yol kesiti tek tarafa eğimlidir. Viraj içinde dış taraf yükselirken iç taraf alçalır. Yol kesitinin eğimi virajın sertliğine göre değiştirilerek inşa edilir.

Bu yol tiplerini ve viraj alırken yaşanan farklı dinamikleri aşağıda görebilirsiniz.

Tip durumunda viraja yatışın tersinde bir yol eğimi bulunur ve bu durum dengeyi ters yönde etkiler. Lastik ile yol arasındaki açı hızlıca artar ve bu durum yol tutuşu eksiltir.

Tip 2 ve Tip 3 durumunda ise yol eğimi yatış tarafındadır ve dengeyi olumlu yönde etkiler. Lastikle yol arasındaki açı daha fazla yatıldığı halde daha azdır ve bu durum yol tutuşu arttırır.

Özellikle kavşaklarda yolun eğiminin beklenmedik şekilde değiştiği çok durum oluşur. En ufak yol eğimi bile yattığınız tarafa doğruysa dönüşü rahatlatır, diğer tarafaysa zorlaştırır. Viraja girerken hangi hızda olmanız gerektiğini yolun eğimine göre ayarlamalısınız. Deverli inşa edilmiş yollarda eğim her zaman viraj içine doğru olduğundan dönüşe yardımcı olacaktır.

Görüş Mesafesi

Engel olmadan açıkca görebildiğiniz yol kesimi görüş mesafenizdir. Düz bir yolda bu mesafe ufuk çizgisiyken sola dönen bir yolda yolun sol kenarı görüş mesafesinin sınırını belirler. Görebildiğiniz en uzak nokta limit noktasıdır. Güvenli bir sürüş için limit noktasına kadar olan mesafede rahatça durabileceğiniz hızda olmalısınız. Limit noktası uzaktaysa daha hızlı gidebilirsiniz ancak nokta sabitse ya da yakaşmaktaysa hızınızı azaltmanız gerekir.

Önünüzde viraj olduğunu yaklaşan limit noktasından anlarsınız. Yolun görebildiğiniz en uzak noktası size doğru yaklaşmaya başladıysa hızınızı azaltmaya başlamalısınız. Limit noktasının yaklaşması bir yerde duracaktır, o noktada artık virajın içine girmiş durumda olursunuz. Bu andan itibaren hızınızı sabit tutabilirsiniz. Virajın açısı sabit değilse limit noktası yaklaşıp uzaklaşabilir, bu durumda siz de hızınızı ayarlamalısınız. Viraj bitmeye yaklaşırken limit noktası hızla ileriye doğru hareket eder. Artık siz de hızlanmaya başlayabilirsiniz. Limit noktasını izlemenizin faydaları şunlardır;

  • güvenle durabileceğin hızda git kuralını uygulamanızı garantiler
  • viraja yaklaşırken ve virj içinde uygun hızda bulunmanızı sağlar
  • uygun hızda bulunabilmek için uygun vitesi seçmiş olmanızı sağlar
  • virajın bitişini görmeseniz bile limit noktası uzaklaştığından hızlanabilmenizi sağlar
  •  kendi kendini ayarlayabilir özelliktedir, hava şartları dolayısıyla görüş mesafesi düşmüşse limit noktası da daha yakına gelmiş olacaktır
  • nereya bakarsanız oraya gidersiniz, limit noktası her zaman gitmeniz gereken yerdedir.

Motosikletin özellikleri ve denge

Motosikletin özellikleri viraj alırken gereken denge için çok önemlidir. Her motorun viraj alabilme sınırı bellidir ve bu sınıra ancak yeterince iyi bakılırsa ulaşabilir. Direksiyon, amortisörler, lastikler, lastik hava basınçları ve yüklenme şekli dengeyi ve virajdaki yol tutuşu etkiler. Lastiklerin iyi durumda olduğundan ve hava basınçlarının doğru olduğundan emin olmalısınız. Motora eşyalarınızı yüklerken hem dengeli olmasına hem de hareket eden kısımlara yakın olmamasına dikkat etmelisiniz.

Önemli teknik özellikler

Motosikletin yol tutuşunu oldukça çok özellik belirler. Sürdüğünüz her aracın belli başlı özelliklerini bilmeyi kendiniz için öncelik haline getirmelisiniz. En önemli özellikler şunlardır;

  • Lastiklerin tipi ve markası
  • süspansiyon ve sönümleme ayarları
  • varsa anti-patinaj sistemi
  • son güç aktarım tipi – zincir ya da şaft.

Viraj alma ve denge

Ön tekerlekler sadece yavaş hızlardaki dönüşlerde gözle görünür şekilde döner. Bu hızlarda motosiklet ve sürücü dik pozisyonda kalmaya devam eder ve lastiklerin tutuşuna çok gerek duyulmaz. Sürücü farkına bile varmadan vücut pozisyonunu ufak ufak değiştirerek ve gidon basınçlarını değiştirerek dengeyi sağlar.

Yüksek hızlarda ise motosikletin ve üstündeki ağırlığının viraj dışına gitme isteğini engellemek için sürücünün virajın içine doğru yatması gerekir. Viraj ne kadar sertse ya da hız ne kadar yüksekse dengeyi sağlamak için o kadar yüksek açıda yatmak gerekir. Daha fazla yattıkça lastiğin kayması ya da motosikletin yere değmesi sonucu kontrol kaybedilebilir.

Virajın sonuna doğru sürücü motosikleti yavaş yavaş dik pozisyona geri getirmelidir. Eğer açı düzeltilmezse motosiklet içeriye doğru düşecektir.

Sürüş pozisyonu ve denge

Oturuş şekliniz motosikletin dengesini ve yol tutuşunu etkiler. Durur haldeyken her iki ayağınızı yere basabilmeli veya bir ayağınız frende ya da vitesteyken diğer ayağınız yerde olabilmelidir.

Viraj içinde vücudun pozisyonu

Hareket eder etmez her iki ayağı da peglerin üzerine basmalısınız. Daha önce şurada bahsettiğimiz gibi bu konu hem ayakların yorulmaması için hem de dengeyi korumak ve daha iyi kontrol için çok önemlidir. Sürüş sırasında oturuş şeklinden de şurada bahsetmiştik, rahat bir şekilde ve hafifçe öne doğru oturmanızda fayda vardır. Kollarınızı düz halde kilitlememeli ve tüm kontrollere rahatça ulaşabilir durumda olmalısınız. Dirseklerinizi hafifçe kırarsanız gidondan gelecek sarsıntıları vücudunuza yansıtmazsınız.

Duruş mesafesi

Sürüş hızınız duruş mesafesi ile direk alakalıdır. Ne kadar mesafede durabileceğinizi iyi bilirseniz her süratte güvende olursunuz.

Hiçbir zaman görebildiğiniz mesafede güvenle duramayacağınız süratte gitmeyin.

Bu kuralı ne kadar önemsesek azdır. Viraj alabileceğiniz hızdan diğer araçları takip edeceğiniz mesafe ve sürate kadar her şeyi belirler. Bu kuralı uygulayabilmek beceri ister. Şu noktaların farkında olmanız gerekir;

  • motosikletinizin fren yapabilme becerisi,
  • yol yüzeyinin tipi ve durumu – ıslak ve kaygan durumlarda duruş mesafesi çok artar,
  • lastiklerin yol tutuşunu etkileyecek yatış açısı, fren gücü ve motosikletin dengesi gibi unsurlar.

Bu kuralı sadece dar ve tek şeritli yollarda güvenli mesafenin iki katı mesafe ayıracak şekilde uygulamanız gerekir çünkü karşıdan gelecek aracın da durabilmesi için yer ayırmalısınız.

Toplam güvenli duruş mesafesi

Toplam mesafeyi bulmak için düşünmeniz sırasında gidilen mesafeyi de fren mesafesine eklemelisiniz.

Düşünme mesafesi + Fren mesafesi = Toplam mesafe

  • Düşünme mesafesi harekete geçmeniz gerektiğini gözlemlemeniz ile harekete geçmeniz arasında gittiğiniz mesafedir. Ortalama bir sürücü için bu süre 0,7 saniye kadardır. 50 km/s hızla giderken bu sürede yaklaşık 10 metre mesafe gidilir. 120 km/s hızda ise yaklaşık 23 metre. Hızınızın rakamsal değerinin beşte biri kadar metre diyebilirsiniz.

Tepki verme süresi motosikletin hızına, sürücünün fiziksel ve zihinsel durumuna, yola gösterilen dikkate ve bir durum olmasının beklenip beklenmemesine göre değişir. Beklenmedik durumlara tepki verme süresi her zaman daha uzundur.

  • Fren mesafesi kuru yüzeyde durmak için gereken mesafedir. Gerçek duruş mesafesi ise motosikletin özelliklerine, yolun eğimine, yol yüzeyinin durmuna ve sürücünün freni nasıl kullandığına bağlı olarak değişir. Yukarı ve aşağı eğimler bu mesafeyi çok etkilerken kaygan zeminler fazlasıyla uzatır.

İki saniye kuralı

Hızlı yollarda öndeki araçla aranızda bırakmanız gereken güvenli mesafeyi ölçmenin en pratik yolu aranızda iki saniyelik bir mesafe bırakmanızdır. Bu süreyi basitçe tutabilmek için aşağıdaki cümleyi normal hızda tekrarlayabilirsiniz.

En güvenli mesafe, iki saniye.

Bu sürede geçilen mesafeyi belirlemek için şu yöntemi takip edebilirsiniz;

  • önünüzdeki aracın yol üzerinde yanından geçeceği herhangi bir işaret direği ya da elektrik direği gibi bir nesneyi gözünüzle seçin,
  • araç o nesneyi tam geçerken “en güvenli mesafe, iki saniye” cümlesini sesli olarak söyleyin,
  • cümle bitmeden seçtiğiniz nesneyi geçmişseniz gerektiğinden yakın takip ediyorsunuz demektir. Mesafeyi arttırıp tekrar deneyin.

Bu mesafe yağışlı havalarda iki katına çıkarılmalı, buzlu havalarda daha da arttırılmalıdır. Eğer arkanızdaki araç size fazla yakınsa da kendi takip mesafenizi biraz uzatmalısınız ki acil bir durumda daha yumuşak fren yapabilesiniz. Sert fren yaparsanız arkanızdaki size çarpabilir.

Riskli bölgeye yaklaşırken fren yapma

Riskli olabilecek bölgelere yaklaşırken hızınızı ayarlamanız gerekir. Yavaşlamanız gerekiyorsa arkanızı kollamalı, en iyi pozisyonu almalı ve hızınızı güvenle düşürmek için gaz kesmeli ve gerekirse fren yapmalısınız.

Frenleri ne zaman ve ne kadar sıkacağınız hız ve mesafe mertebenize bağlıdır. Şunları göz önüne almalısınız;

  • hızınız,
  • yol yüzeyi,
  • virajdaysanız yatış açısı,
  • hava şartları,
  • yola özel durumlar ve trafik şartları.

Bazen kuvvetli fren yapmanız gerekir ama hiçbir zaman çok sert fren yapmamalısınız. Çok sert fren yapmak özensiz gözlemi, zayıf tahmini ve kötü planlamayı gösterir. Riski farkettiğiniz andan itibaren istikrarlı ve sabit oranda hız kaybetmeyi amaçlamalısınız. Zamanlama çok önemlidir, hem erken davranılmamalı hem de geç kalınmamalıdır.

Freni kullanmak

Freni doğru kullanmak için motosikletin freninin nasıl çalıştığını ve etkilerini bilmenizde fayda bulunur. Motosikletin her tekeri fren esnasında farklı bir kuvvet verir. Fren yaparken motosikletin ağırlığı ön tekere doğru kayarken ön tekerin tutuşunu arttırır ve arka tekerin tutuşunu azaltır. En büyük fren kuvveti ön frenden gelirken arka fren de kayda değer bir fayda katar. Normal şartlarda en ideal frenleme her iki freni de birlikte uygulayarak sağlanırken ön fren arka frenden biraz önce sıkılmalıdır.

Fren gücü her iki tekere büyük hassasiyetle ve iyice ayırt ederek paylaştırılmalıdır. Ağırlığın öne doğru kayması arka tekere kaymadan uygulanabilecek fren gücünün rahatlıkla aşılmasını sağlayabilir. Arka frene fazla güç uygulanırsa teker kilitlenebilir. Viraj içinde bu durum arka tarafın viraj dışına kaymasına ve yanal dengenin bozulmasına yol açabilir.

Bazı sürücüler ön tekerin kaymasından korktukları için ön freni kullanmaya karşı isteksiz davranırlar. Bu şekilde büyük bir fren gücünden yoksun kalırlar. Ön freni kullanmamanızın önerildiği durumlar mevcuttur ama bu durumlar genele uygulanamaz. Deneyiminiz arttıkça ve motosikleti hissetmeniz geliştikçe, en zor şartlar altında bile ön freni kullanabilir hale gelirsiniz. Mesele sizin yol tutuş toleranslarını iyi kavramanıza ve kontrolleri ne kadar hassas kullanabildiğinize bağlıdır. Sadece arka frene güvenmenin çok ciddi dezavantajları vardır. Özellikle yüksek hızda sadece arka frenle sert fren yapılırsa arka teker yükselip kilitlenir ve zıplamaya başlar. Bu durum hem fren mesafesini uzatır hem de dengeyi bozar.

Ön ve arka frenlerin birlikte kullanım seçenekleri hız, yön ve yol yüzeyine göre değişir. Ne zaman ve ne kadar fren yapacağınız hızınıza, durmanız gereken mesafeye, yolun temizliğine ve tehlikeli olduğunu kabul ettiğiniz noktaya hangi hızda varmak istediğinize göre değişecektir. Frenleme basıncı arttırarak yapılmalı ve hedef hıza yaklaşıncaya kadar sabit tutulup, sonrasında konforlu bir duruş için basınç yavaşça azaltılmalıdır.

Kendi motosikletinizin fren sınırlarını bilmeniz çok önemlidir. Bunu anlamak için trafik olmayan boş bir yolda çok hızlanmadan sadece ön frenle, sadece arka frenle ve her iki freni birden kullanarak deneme yapmanız hem ne yapacağınızı bilmeniz adına hem de sert frenlemenin nasıl hissettirdiğini anlamanız adına çok faydalı olacaktır.

Virajda fren yapmak

Dönerken fren yapmak tehlikelidir çünkü hem dengenizi bozabilir hem de tekerlerin kayarak çizgiden dışarı çıkmasına yol açabilir. Bu durumda genelde motosiklet düşer. Fren yapmanız şartsa nazikçe ve sabit hızda yapın ve lastiklerin kaymaması için basıncı zemine uygun tutun.

Genel olarak viraja girmeden önce gerektiği kadar yavaşlayacak şekilde plan yapın ve virajda fren yapmaktan kaçının.

Bozuk yüzeylerde fren yapmak

Çakıl taşları, nem, yağmur, yol boyası, yapraklar veya toz nedeniyle yol yüzeyi bozuk ve yol tutuş zayıfsa yolun daha sağlam olan bölgesinde fren yapın. Aradaki bozuk kısımları dikkate alarak sağlam bölümlerde daha sert fren yapın ki bozuk bölgede freni yumuşatabilesiniz. Yüzeyden emin değilseniz fren yapmaktansa motor frenini tercih edin. Son noktada arka freni nazikçe kullanarak durabilirsiniz.

Bu tip yüzey koşullarına uygun tepkiler vermek detaylı gözlem ve akıllı tepkiler gerektirir.

Sağlam zeminde acil fren yapmak

Acil bir durumda pozisyon değiştirerek tehlikeden kaçınabilmeyi veya düz bir çizgide durabilecek mesafe bulunup bulunmadığını değerlendirin. Düz ve kuru bir zeminde en hızlı ve kısa mesafede durmanın yolu frenleri lastiklerin kilitlenme noktasından az öncesine kadar sıkmaktır. Her iki freni de olabildiğince sıkın ama hiçbiri kilitlenmesin. Motosiklet yavaşladıkça ön frendeki basıncı azaltıp arka frendeki basıncı arttırın.

Eğer yatık vaziyetteyseniz ve zamanınız ve mesafeniz yeterliyse, motoru dik duruma getirmeye çalışın. Arka freni sıkın ve dik hale gelene kadar ön freni kullanmayın. Eğer sert fren yapmak ile çarpışmak arasında kaldıysanız sertçe arka freni kullanın ve motosikleti daha çok yatırın. Bir yandan da sizi kurtaracak tarafa bakarsanız motor daha çok yatarak virajı alabilir. Ön freni çok hafiften biraz daha fazla sıkarsanız lastik tutunamayacaktır ve motosiklet dışa doğru kayacaktır.

ABS fren sistemi olan motosikletlerde freni sıkıca yapın. ABS devreye girince freni gevşetmeyin. Sistemin çalışması için frenlerin tamamen sıkılması gerekir. ABS devredeyken oluşan geri itmeler sizi telaşa sokmasın.

Kaygan zeminde acil fren yapmak

Kaygan zeminlerde mümkün olduğunca acil durumlara izin verilmemelidir. Gözlem, tahmin ve erken hız ayarlaması ile fren yapmaya gerek bırakmamak en iyisidir. Eğer fren yapmak gerekiyorsa ve motor dik vaziyetteyse fren gücünü iki tekere olabildiğince eşit paylaştırmak gerekir.

Ön fren ile arka frenin birlikte çalıştığı frenlere sahip olan ve ABS sistemi olan motosikletlerde dik pozisyondayken kaygan zeminde sert fren yapılabilir ve motosiklet dengede kalabilir. Ancak bu şartlarda fren mesafesi oldukça uzar. Bu teknolojiler kötü sürüşü veya yüksek risk almayı engelleyemezler.

Freni kontrol etmek

Motosiklete her binişinizde frenler çalışıyor mu diye kontrol edin. Hareket etmeden önce ve hareket ettikten hemen sonra. Daha da hızlanırsanız duramayabilirsiniz.

  • Dururken kontrol; ön ve arka fren pedalları rahatça hareket ediyor mu bakın ve hafife sıkıp bırakın. Her zamankinden farklı bir tepki veriyorsa kontrol edin.
  • Hareket edince kontrol; frenler tutuyor mu diye hızınızı arttırmadan önce hafifçe sıktığınız bir fren yapın. Her zamankinden farklı ise durup kontrol edin.

Bunun haricinde belli aralıklarla boş ve güvenli bir yolda sert fren testi yapmanız motosikletinizin fren becerisini ve fren davranışını daha iyi hissetmenizi sağlar. Bu testi yapmadan önce yolun boş ve güvenli olduğundan emin olun.