Duruş mesafesi

Sürüş hızınız duruş mesafesi ile direk alakalıdır. Ne kadar mesafede durabileceğinizi iyi bilirseniz her süratte güvende olursunuz.

Hiçbir zaman görebildiğiniz mesafede güvenle duramayacağınız süratte gitmeyin.

Bu kuralı ne kadar önemsesek azdır. Viraj alabileceğiniz hızdan diğer araçları takip edeceğiniz mesafe ve sürate kadar her şeyi belirler. Bu kuralı uygulayabilmek beceri ister. Şu noktaların farkında olmanız gerekir;

  • motosikletinizin fren yapabilme becerisi,
  • yol yüzeyinin tipi ve durumu – ıslak ve kaygan durumlarda duruş mesafesi çok artar,
  • lastiklerin yol tutuşunu etkileyecek yatış açısı, fren gücü ve motosikletin dengesi gibi unsurlar.

Bu kuralı sadece dar ve tek şeritli yollarda güvenli mesafenin iki katı mesafe ayıracak şekilde uygulamanız gerekir çünkü karşıdan gelecek aracın da durabilmesi için yer ayırmalısınız.

Toplam güvenli duruş mesafesi

Toplam mesafeyi bulmak için düşünmeniz sırasında gidilen mesafeyi de fren mesafesine eklemelisiniz.

Düşünme mesafesi + Fren mesafesi = Toplam mesafe

  • Düşünme mesafesi harekete geçmeniz gerektiğini gözlemlemeniz ile harekete geçmeniz arasında gittiğiniz mesafedir. Ortalama bir sürücü için bu süre 0,7 saniye kadardır. 50 km/s hızla giderken bu sürede yaklaşık 10 metre mesafe gidilir. 120 km/s hızda ise yaklaşık 23 metre. Hızınızın rakamsal değerinin beşte biri kadar metre diyebilirsiniz.

Tepki verme süresi motosikletin hızına, sürücünün fiziksel ve zihinsel durumuna, yola gösterilen dikkate ve bir durum olmasının beklenip beklenmemesine göre değişir. Beklenmedik durumlara tepki verme süresi her zaman daha uzundur.

  • Fren mesafesi kuru yüzeyde durmak için gereken mesafedir. Gerçek duruş mesafesi ise motosikletin özelliklerine, yolun eğimine, yol yüzeyinin durmuna ve sürücünün freni nasıl kullandığına bağlı olarak değişir. Yukarı ve aşağı eğimler bu mesafeyi çok etkilerken kaygan zeminler fazlasıyla uzatır.

İki saniye kuralı

Hızlı yollarda öndeki araçla aranızda bırakmanız gereken güvenli mesafeyi ölçmenin en pratik yolu aranızda iki saniyelik bir mesafe bırakmanızdır. Bu süreyi basitçe tutabilmek için aşağıdaki cümleyi normal hızda tekrarlayabilirsiniz.

En güvenli mesafe, iki saniye.

Bu sürede geçilen mesafeyi belirlemek için şu yöntemi takip edebilirsiniz;

  • önünüzdeki aracın yol üzerinde yanından geçeceği herhangi bir işaret direği ya da elektrik direği gibi bir nesneyi gözünüzle seçin,
  • araç o nesneyi tam geçerken “en güvenli mesafe, iki saniye” cümlesini sesli olarak söyleyin,
  • cümle bitmeden seçtiğiniz nesneyi geçmişseniz gerektiğinden yakın takip ediyorsunuz demektir. Mesafeyi arttırıp tekrar deneyin.

Bu mesafe yağışlı havalarda iki katına çıkarılmalı, buzlu havalarda daha da arttırılmalıdır. Eğer arkanızdaki araç size fazla yakınsa da kendi takip mesafenizi biraz uzatmalısınız ki acil bir durumda daha yumuşak fren yapabilesiniz. Sert fren yaparsanız arkanızdaki size çarpabilir.

Riskli bölgeye yaklaşırken fren yapma

Riskli olabilecek bölgelere yaklaşırken hızınızı ayarlamanız gerekir. Yavaşlamanız gerekiyorsa arkanızı kollamalı, en iyi pozisyonu almalı ve hızınızı güvenle düşürmek için gaz kesmeli ve gerekirse fren yapmalısınız.

Frenleri ne zaman ve ne kadar sıkacağınız hız ve mesafe mertebenize bağlıdır. Şunları göz önüne almalısınız;

  • hızınız,
  • yol yüzeyi,
  • virajdaysanız yatış açısı,
  • hava şartları,
  • yola özel durumlar ve trafik şartları.

Bazen kuvvetli fren yapmanız gerekir ama hiçbir zaman çok sert fren yapmamalısınız. Çok sert fren yapmak özensiz gözlemi, zayıf tahmini ve kötü planlamayı gösterir. Riski farkettiğiniz andan itibaren istikrarlı ve sabit oranda hız kaybetmeyi amaçlamalısınız. Zamanlama çok önemlidir, hem erken davranılmamalı hem de geç kalınmamalıdır.

Freni kullanmak

Freni doğru kullanmak için motosikletin freninin nasıl çalıştığını ve etkilerini bilmenizde fayda bulunur. Motosikletin her tekeri fren esnasında farklı bir kuvvet verir. Fren yaparken motosikletin ağırlığı ön tekere doğru kayarken ön tekerin tutuşunu arttırır ve arka tekerin tutuşunu azaltır. En büyük fren kuvveti ön frenden gelirken arka fren de kayda değer bir fayda katar. Normal şartlarda en ideal frenleme her iki freni de birlikte uygulayarak sağlanırken ön fren arka frenden biraz önce sıkılmalıdır.

Fren gücü her iki tekere büyük hassasiyetle ve iyice ayırt ederek paylaştırılmalıdır. Ağırlığın öne doğru kayması arka tekere kaymadan uygulanabilecek fren gücünün rahatlıkla aşılmasını sağlayabilir. Arka frene fazla güç uygulanırsa teker kilitlenebilir. Viraj içinde bu durum arka tarafın viraj dışına kaymasına ve yanal dengenin bozulmasına yol açabilir.

Bazı sürücüler ön tekerin kaymasından korktukları için ön freni kullanmaya karşı isteksiz davranırlar. Bu şekilde büyük bir fren gücünden yoksun kalırlar. Ön freni kullanmamanızın önerildiği durumlar mevcuttur ama bu durumlar genele uygulanamaz. Deneyiminiz arttıkça ve motosikleti hissetmeniz geliştikçe, en zor şartlar altında bile ön freni kullanabilir hale gelirsiniz. Mesele sizin yol tutuş toleranslarını iyi kavramanıza ve kontrolleri ne kadar hassas kullanabildiğinize bağlıdır. Sadece arka frene güvenmenin çok ciddi dezavantajları vardır. Özellikle yüksek hızda sadece arka frenle sert fren yapılırsa arka teker yükselip kilitlenir ve zıplamaya başlar. Bu durum hem fren mesafesini uzatır hem de dengeyi bozar.

Ön ve arka frenlerin birlikte kullanım seçenekleri hız, yön ve yol yüzeyine göre değişir. Ne zaman ve ne kadar fren yapacağınız hızınıza, durmanız gereken mesafeye, yolun temizliğine ve tehlikeli olduğunu kabul ettiğiniz noktaya hangi hızda varmak istediğinize göre değişecektir. Frenleme basıncı arttırarak yapılmalı ve hedef hıza yaklaşıncaya kadar sabit tutulup, sonrasında konforlu bir duruş için basınç yavaşça azaltılmalıdır.

Kendi motosikletinizin fren sınırlarını bilmeniz çok önemlidir. Bunu anlamak için trafik olmayan boş bir yolda çok hızlanmadan sadece ön frenle, sadece arka frenle ve her iki freni birden kullanarak deneme yapmanız hem ne yapacağınızı bilmeniz adına hem de sert frenlemenin nasıl hissettirdiğini anlamanız adına çok faydalı olacaktır.

Virajda fren yapmak

Dönerken fren yapmak tehlikelidir çünkü hem dengenizi bozabilir hem de tekerlerin kayarak çizgiden dışarı çıkmasına yol açabilir. Bu durumda genelde motosiklet düşer. Fren yapmanız şartsa nazikçe ve sabit hızda yapın ve lastiklerin kaymaması için basıncı zemine uygun tutun.

Genel olarak viraja girmeden önce gerektiği kadar yavaşlayacak şekilde plan yapın ve virajda fren yapmaktan kaçının.

Bozuk yüzeylerde fren yapmak

Çakıl taşları, nem, yağmur, yol boyası, yapraklar veya toz nedeniyle yol yüzeyi bozuk ve yol tutuş zayıfsa yolun daha sağlam olan bölgesinde fren yapın. Aradaki bozuk kısımları dikkate alarak sağlam bölümlerde daha sert fren yapın ki bozuk bölgede freni yumuşatabilesiniz. Yüzeyden emin değilseniz fren yapmaktansa motor frenini tercih edin. Son noktada arka freni nazikçe kullanarak durabilirsiniz.

Bu tip yüzey koşullarına uygun tepkiler vermek detaylı gözlem ve akıllı tepkiler gerektirir.

Sağlam zeminde acil fren yapmak

Acil bir durumda pozisyon değiştirerek tehlikeden kaçınabilmeyi veya düz bir çizgide durabilecek mesafe bulunup bulunmadığını değerlendirin. Düz ve kuru bir zeminde en hızlı ve kısa mesafede durmanın yolu frenleri lastiklerin kilitlenme noktasından az öncesine kadar sıkmaktır. Her iki freni de olabildiğince sıkın ama hiçbiri kilitlenmesin. Motosiklet yavaşladıkça ön frendeki basıncı azaltıp arka frendeki basıncı arttırın.

Eğer yatık vaziyetteyseniz ve zamanınız ve mesafeniz yeterliyse, motoru dik duruma getirmeye çalışın. Arka freni sıkın ve dik hale gelene kadar ön freni kullanmayın. Eğer sert fren yapmak ile çarpışmak arasında kaldıysanız sertçe arka freni kullanın ve motosikleti daha çok yatırın. Bir yandan da sizi kurtaracak tarafa bakarsanız motor daha çok yatarak virajı alabilir. Ön freni çok hafiften biraz daha fazla sıkarsanız lastik tutunamayacaktır ve motosiklet dışa doğru kayacaktır.

ABS fren sistemi olan motosikletlerde freni sıkıca yapın. ABS devreye girince freni gevşetmeyin. Sistemin çalışması için frenlerin tamamen sıkılması gerekir. ABS devredeyken oluşan geri itmeler sizi telaşa sokmasın.

Kaygan zeminde acil fren yapmak

Kaygan zeminlerde mümkün olduğunca acil durumlara izin verilmemelidir. Gözlem, tahmin ve erken hız ayarlaması ile fren yapmaya gerek bırakmamak en iyisidir. Eğer fren yapmak gerekiyorsa ve motor dik vaziyetteyse fren gücünü iki tekere olabildiğince eşit paylaştırmak gerekir.

Ön fren ile arka frenin birlikte çalıştığı frenlere sahip olan ve ABS sistemi olan motosikletlerde dik pozisyondayken kaygan zeminde sert fren yapılabilir ve motosiklet dengede kalabilir. Ancak bu şartlarda fren mesafesi oldukça uzar. Bu teknolojiler kötü sürüşü veya yüksek risk almayı engelleyemezler.

Freni kontrol etmek

Motosiklete her binişinizde frenler çalışıyor mu diye kontrol edin. Hareket etmeden önce ve hareket ettikten hemen sonra. Daha da hızlanırsanız duramayabilirsiniz.

  • Dururken kontrol; ön ve arka fren pedalları rahatça hareket ediyor mu bakın ve hafife sıkıp bırakın. Her zamankinden farklı bir tepki veriyorsa kontrol edin.
  • Hareket edince kontrol; frenler tutuyor mu diye hızınızı arttırmadan önce hafifçe sıktığınız bir fren yapın. Her zamankinden farklı ise durup kontrol edin.

Bunun haricinde belli aralıklarla boş ve güvenli bir yolda sert fren testi yapmanız motosikletinizin fren becerisini ve fren davranışını daha iyi hissetmenizi sağlar. Bu testi yapmadan önce yolun boş ve güvenli olduğundan emin olun.

Yavaşlamak ve durmak

Yavaşlamak ve durmak için motorunuzu tamamen kontrol edebilmelisiniz. Sürüşün akıcılığı yavaşlama ihtiyacını erken farkederek dikkatlice yavaşlayıp durarak gelişir. Değişik şartlarda ve değişik hızlarda gerekecek duruş mesafesini doğru tahmin edebilme becerisi güvenli sürüşün temel özelliklerindendir ve geliştirmek için hevesli olmanız gerekir. Yavaşlamanın veya durmanın üç yolu vardır:

  • gazı kapatarak yavaşlamak,
  • vitesleri küçülterek yavaşlamak (sadece kaygan durumlarda önerilir)
  • frenleri kullanmak.

Gazı kapatmak

Gazı kapatmak yani motor freni yapmak motosikleti yavaşlatmanın önemli bir yoludur. Gazı kapadığınızda motorun dönüşü yavaşlar ve oluşan kompresyon aktarma organları vasıtasıyla arka tekeri yavaşlatır. Bu hem yol hızını yavaşça ve düzenli bir şekilde azaltır hem de motosikletin aşınmasını geciktirir. Vites ne kadar küçükse yavaşlama o kadar hızlı olur.

Eğer gaz yavaşça kapatılırsa motor freni düzenli ve akıcı bir yavaşlama sağlar. Özellikle kaygan yollar olmak üzere frenlerin tekerlekleri kilitleyebileceği durumlarda oldukça faydalıdır. Aynı zamanda uzun inişlerde de kullanılır.

Motor freni sadece arka tekeri yavaşlatır ama yine de hız eksiltmede çok etkilidir. Kullanırken arkanızı gözlemeyi unutmamalısınız.

Vitesi kullanmak

Kaygan şartlarda vitesi kullanmak debriyaj ve gazı çok hassas kullanabilmeyi gerektirir. Bu teknik küçük viteslerin büyük frenleme gücünü kullanır ve sadece arka tekerde çalışır.

Bu tekniği kullanmak için düşük bir vites seçin ve debriyajı bırakmadan önce gazı bir miktar açarak yol hızını yakalamak için gereken motor devirini bulun. Debriyajı yumuşakça bırakın. Debriyajı tamamen bıraktıktan sonra gazı da yavaşça azaltarak hızınızı azaltın. Bu devir ayarlamasında hızlı değişiklikler yapılırsa ya da debriyaj çabuk bırakılıp hız iyi dengelenmezse kayma gerçekleşir.

Freni kullanmak

Motor freninden daha çabuk yavaşlamanız gerekiyorsa frenleri kullanın. Frenleri doğru kullanırsanız çok hızlı ve etkili bir şekilde yavaşlayabilirsiniz. Yanlış kullanım çarpışmaya ya da gereksiz yere kontrolü kaybetmenize sebep olabilir. Araştırmalar sürücülerin beşte birinin acil bir durumda bile ön freni kullanmadığını gösteriyor. Diğer bazı araştırmalar da frenler tam güçte kullanılmış olsa kazaların üçte birinin engellenmiş olacağını gösteriyor.

Fren yaparken şu adımları kullanmalısınız:

  • sadece düz yolda ilerlerken sıkı fren yapın,
  • frenlemeyi zamana yayın,
  • fren basıncını yolun yüzey durumuna göre ayarlayın,
  • motor yatıkken, dönüşlerde ve gevşek veya kaygan zeminlerde ön freni kullanmayın,
  • tepelerden inerken düz kesimlerde fren yapıp virajlarda bırakın.

Vitesi kullanmak

Vitesi kullanma şekliniz sürüşünüzü hem iyi yönde hem de kötü yönde etkileyebilir. Motorunuz gücü sadece doğru vitesteyseniz hızlanmanıza fayda sağlar. Vitesi kullanma becerisi yol hızına göre doğru vitesi seçmeyi, seçilen vitesteki motor devir hızını yol hızına uydurabilmeyi ve gazla debriyajı doğru ayarlayabilmeyi içerir. Bu şekilde vites değişiklikleri pürüzsüz bir şekilde aktarılacak ve sürüş dengesine katkı sağlayacaktır. Hep şunları amaçlamalısınız:

  • her vitesin yaklaşık maksimum hızını bilin,
  • tüm vites geçişlerini pürüzsüzce yapın,
  • hızınıza ve trafiğe göre doğru viteste olun.

En çabuk hızlanma motorun tepe performans noktasına kadar ivmelenip sonra vites büyüterek gerçekleşir. Bunu yapabilmek için motor üreticisinin verdiği güç değerlerini bilmeniz gerekir. Bu değerler maksimum tork ve maksimum devir açısından değişebilir.

Vitesin nasıl çalıştığını anlarsanız en iyi şekilde kullanırsınız. Vitesin ana amacı dönüşün hızını dönüşün gücüne çevirmektir.

  • En küçük vites çok güç sağlar ama çok az hız kazandırır.
  • En büyük vites çok hız sağlar ama çok az güç aktarır.
  • Aradaki vitesler güç ve hız arasında farklı oranları sağlarlar.

Dik bir tepeye çıkabilmek için arka tekerin çok güce ihtiyacı vardır. Bu güç hızdan fedakarlık ederek düşük viteste giderek sağlanır. Otoyolda ilerlemek hızlı gitmeyi isterken gücü fazla istemez. Bu da büyük vitesi seçerek sağlanır.

Çabuk hızlanma düşük vitesi seçerek sağlanır. Bu şekilde daha çok güç elde edilir ve büyük vitese göre daha çabuk hızlanılır. Motor sadece üstünde aşırı yük yoksa hızlanabilir. Düşük vites  motorun üstündeki yükü azaltarak tekerleğe daha çok güç aktarır. Ancak düşük vitesin yol hızı düşüktür ve daha da hızlanmak için bir büyük vitese geçmeniz gerekir, bu şekilde dönüş gücü hıza dönüşmüş olur.

Düşük viteslerin yarattığı büyük dönüş gücü lastiğin tutuşunu da etkiler. Güç ne kadar büyükse lastiğin kayma olasılığı yükselir. Bu nedenle kar, buz ve çamur gibi kaygan zeminlerde büyük viteste kalkış yapılması tavsiye edilir.

Kalkış yapmak

Durur pozisyondan kalkış yapmanın en ideal yolu sakince ivmelenmek ve hız kazandıkça vitesleri sırayla yavaş yavaş büyütmektir. Her viteste maksimum hızlanmayı sağlayarak ilerlemek sadece bir ihtiyaç olduğunda ve yol yüzeyi ile diğer değişkenler uygun olduğunda yapılmalıdır. Düşük viteste aşırı ivmelenip vitesin sınırları üzerinde uzun süre kalmak motora zarar verir. Bu nedenle bazı motorlarda devir sınırlayıcılar vardır.

Fren yaparken vites değiştirmek

Motosikletlerin sıralı vites kutuları aradaki vitesleri atlayarak yukarı veya aşağıya vites değiştirmeyi engeller. Fren yapılarak hız azaldığında genelde birden çok vites küçültmeye ihtiyaç duyulur. Bunu sağlamak için iki teknik bulunur:

  • blok vites küçültme
  • sıralı vites küçültme

İyi planlama yapamadığınız için geç fren yaptıysanız ve hızlı vites düşürmeye ihtiyacınız varsa en çok dengeye ihtiyacınız olduğu anda arka tekerin gücünü kaybedersiniz.

Blok vites küçültme

Frenlemenin ileri evresinde debriyajı çekili tutarak uygun vitese inene kadar peş peşe vites küçültün, en sonunda debriyajı bırakın.

Bu teknik vitesler arasında hızlı hareket etmeyi sağlar ama en sonunda yol hızına uygun olan vitesi seçebilmek için vitesleri doğru sayabilmeyi gerektirir. Çok düşük bir vites seçildiyse arka tekerin kilitlenerek kaymasına sebep olabilir.

Sıralı vites küçültme

Frenleme sırasında hız azaldıkça her vitesi uygun hız aralığında teker teker kullanarak uygulanır. Her basamakta motor devir hızıyla yol hızı dengelenir, bu şekilde akıcı bir geçiş olur ve arka teker kilitlenmez.

Bu teknikte motor freni de motosikletin yavaşlamasına yardımcı olur. Her sürat basamağında uygun vites seçili olduğundan vites geçişleri haricinde motor freni de devrededir ve sürüş daha dengeli olur. Aynı zamanda sürücü gerekli görürse gazı açarak lastiklere güç de verebilecek durumdadır.

Her iki teknik de kullanılabilir ancak sürüş planlamanızı ona göre yapmış olmanız gerekir.

Doğru vites kullanımı için anahtar noktalar

  • Motorun sesinden ne zaman vites değiştirmeniz gerektiğini farkedin,
  • yol hızına göre doğru vitesi seçin,
  • iyi el ve ayak koordinasyonu geliştirin,
  • tehlikeye yaklaşırken doğru hıza inmek için iyi zamanda fren yapın ve ara vitesleri kullanarak uygun viteste kalın,
  • yokuş aşağı inerken ve kayma tehlikesi bulunması haricinde yavaşlarken vitesleri değil freni kullanın.

Genel olarak viraj içinde vites değiştirmekten kaçının, dengenizi bozarsınız.

Gazı kullanmak

Doğru vitesteyseniz gaz kolunu açmak motorun ve motosikletin hızını arttıracaktır. Büyük viteste kalmışsanız motorun lastiklerden gelen kuvvete gücü yetmeyecektir. Vitesi küçülterek motorun hızlanabilmesini ve motosikleti de hızlandırabilmesine yardımcı olabilirsiniz.

Gazı kapattığınızda da tam tersi olur. Motor yavaşlar ve silindirlerin kompresyonu sayesinde motosiklet de yavaşlar. Vites ne kadar küçükse motorun yavaşlamaya etkisi daha büyük olur çünkü tekerleklerin her bir dönüşüne daha çok silindir kompresör gücü denk gelir.

Sonuçta eğer doğru vitesteyseniz gazı açarsanız hız artar, gazı kapatırsanız hız azalır.

İvmelenme ve motosikletin dengesi

İvmelenme lastikler arasındaki yük dağılımını değiştirir. Hızlanırken ağırlık arkaya kayar ve arka tekerin üstüne daha çok yük basarak yol tutuşunu arttırır. Yavaşlarken ise tam tersi olur ve ön tekerin yol tutuşu artar.

Gazı kullanma becerisini geliştirmek

Motosikletler hızlanma ve yavaşlama sırasında gazın kullanımına çok tepki verirler. Yolun sürtünme gücüne göre aşırı hızlanma ön tekerin havalanmasına ya da arka tekerin patinaj yapmasına sebep olabilir. Bunların her ikisi de dengeyi bozar. Motorunuzun sınırlarını bilip ona göre sürmeniz gerekir.

Gazı düzensiz hareketlerle kullanmak konforsuzdur ve motosiklete gereksiz yükler getirerek lastiğin tutuşunu ters yönde etkiler. Gaz ustalıkla kullanılmalı ve açıp kapatırken hassas ve akıcı hareketler yapılmalıdır.

Hızlanabilme yeteneği motorun hacmine, verimliliğine ve güç/ağırlık oranına bağlı olarak çok değişkenlik gösterir. Kullandığınız motorun hızlanabilme limitlerini kavramak için zaman ayırmalı, bir çok manevrayı yaparken özellikle de sollama sırasında yapabileceklerini tahmin edebilir hale gelmelisiniz.

Hızlanırken hep güvenliği düşünmelisiniz. Ani hareketler lastiklerin tutuşunu azaltacak ve özelikle virajlarda olmak üzere kontrolü tehlikeye atacaktır. Ne kadar süratliyseniz tehlikelere tepki verene kadar daha çok yol almış olursunuz. Üstelik durmak için de daha uzun gidersiniz. Olası bir kaza durumunda da daha hızlı çarparsınız ve darbe de daha yüksek olur.

Sürat mertebesi

Sürat mertebesi değişen yol ve trafik şartlarına göre gaz miktarını kullanarak hızı ayarlayabilme becerisidir. Anahtar bir beceridir ve tüm sürüş durumlarında kullanılır: kalkış, hızlanma, yavaşlama, sollama, hız limitlerine uyma, trafiği takip etme ve tehlikelerle başetme. Dikkatli gözlem, iyi tahmin, hız ve mesafeyi iyi muhakeme etme, deneyim ve motosikletin becerilerini iyi bilmeyi gerektirir.

Sürat mertebesinde eksiklik olması bir çok hatayı da beraberinde getirir ve bunların en önemlisi frenleri aşırı kullanmaktır. Örnek olarak bir ana yola bağlandığınızda trafiğin hızını yakalamak için hızlanmanız ve sürecin sonunda fren yapmamanız gerekir. Eğer fazla hızlanıp öndeki araçlara yaklaşınca fren yapmanız gerekiyorsa sürat mertebeniz iyi değil demektir. Aynı şekilde sollamanız gereken bir araca yaklaşıp sollarken de fren yapmamanız gerekir. Eğer sollayacağınız araca yaklaşırken doğru zamanlamayı beklemek için fren yapmanız gerekiyorsa şartların gerektirdiği yavaşlamayı doğru hesaplamamışsınız demektir. İyi sürat mertebesine sahip olmak gereksiz frenleri engelleyerek hem dengenizi arttırır, hem de motosikletinizde aşınma ve eskimeyi azaltır.

Motosikletler gaz değişikliklerine çok tepki verdikleri için gazı kapatmadan önce arkanızı kontrol etmenizde fayda vardır. Arkadakinin sizin yavaşlamanızı anlayacağından emin değilseniz hafifçe frene de dokunarak fren lambanızı da yakmayı tercih edebilirsiniz. Bu duyguyu geliştirmek için sürekli kullandığınız yollarda daha az fren yaparak lerlemeyi deneyebilirsiniz. Bu şekilde sürüşünüzün daha akıcı hale geldiğini göreceksiniz.

Virajlarda hızlanmak

Hareket eden bir motosiklet, ağırlığının en eşit dağıldığı sabit hızla düz yolda giderken en dengeli durumdadır. Viraj içinde hızlanmak bu dengeyi bozar.

Eğer aynı anda hem aniden hızlanıp hem de yönünüzü değiştirirseniz elinizdeki yol tutuş kuvvetinden fazlasına ihtiyacınız olabilir. Eğer lastik tutunmayı kaybederse dönüş kontrolünü kaybedersiniz. En yüksek dönüş kontrolünü sağlamak için dönüş sırasında hızlanmaktan kaçınmalısınız.

Dönüş başladığı anda oluşan ters kuvvetler yüzünden motosiklet yavaşlamaya başlar. Eğer gazı sabit tutarsanız virajda ilerledikçe hızınız azalacaktır ve ağırlık öne kayarak dengeyi bozacaktır. Bu yavaşlamanın diğer bir sebebi de motosiklet yattıkça lastiğin yere değen noktası kenara kayacağı için dönüş çapının azalması ve lastiğin aynı dönüş sayısında daha az yol katederek hızın azalmasıdır.

Bu yavaşlamayı engellemek için motor yattıkça hızınızı sabit tutmak için bir miktar gaz vermeniz gerekir. Ne kadar açacağınızı tecrübenizle muhakeme etmeniz gerekir ama asıl amacın hızlanmak değil hızınızı sabit tutmak olduğunu bilmeniz gerekir.

Hem dönüp hem de hızlanmanız gerekiyorsa gazı çok hassas ve yumuşak kullanarak elinizdeki yol tutuş kuvvetini dikkatle kullanmanız gerekir. Kaygan durumlarda daha dikkatli olmanız gerekir, yanlış bir tahmin kaymaya yol açabilir.

Her zaman kendi şeridinizde güvenle durabileceğiniz hızda bulunmanız gerektiğini unutmayarak şu noktaları takip etmelisiniz:

  • yolun durumu ve diğer araçların pozisyonuna da dikkat ederek güvenle durabileceğiniz mesafeye uygun bir hızla viraja girin,
  • viraj içinde sabit hızda devam edin, kaygan olabilecek durumlara dikkat edin,
  • hızınızı korumak için yavaşça gazı açın,
  • ani gaz açarsanız dönüşte zorlanırsınız, düzensiz gaz açarsanız lastikler kayabilir,
  • yol düzleşmeye başladıkça motoru dikleştirip sakince hızı arttırın.

Hızlanma, vites kullanımı ve frenleme

Bu konuda motoru hareket ettirmek, durdurmak ve yönünü değiştirmekle ilgili kontrolünüzü geliştirmekten bahsedeceğiz. Bu becerileri doğru kullanmak hem her birini iyi bilmeyi hem de birbirleriyle olan ilişkilerini iyi anlamayı gerektirir.

Gaz, vites ve fren kullanımını tek tek incelesek de, sürüş sırasında bunların çok yakın ilişkide olduğunu anlamanız gerekir. Bunların tümü lastiklerin yola tutunmasıyla ilgili sonuçlar doğuracaktır.

Lastiğin yol tutuşu

Motosiklet lastiklerinden bahsettiğimiz şuradaki yazımızda da anlattığımız gibi motorunuzun yol üzerindeki tutuşunu tümüyle lastiklerinizin yere basma alanı belirler.

Bir lastiğin herhangi bir durumda sınırlı bir yol tutuş kuvveti vardır. Bu kuvvet hızlanma, durma ve viraj alma kuvvetleri arasında paylaşılır. Frenleme için fazla kuvvet kullanılırsa viraj almaya daha az pay kalır. Bu durumu aşağıdaki grafikte daha rahat görebilirsiniz.

Diğer yandan bu kuvvetler ön ve arka lastiklerde aynı olmak durumunda da değildir. Lastiklerin üzerine gelen ağırlıkla birlikte değişir ve değiştikçe motosikletin dengesi ve yol tutuşu değişir. Frenleme, ivmelenme ve yön değiştirmede yük dağılımı aşağıdaki gibi değişir:

  • Sabit hızda giderken her iki lastikte de eşittir,
  • Hızlanırken yük arka tekere kayar,
  • Fren yaparken yük ön tekere kayar,
  • Viraj alırken yük virajın dışına doğru kayar, bunu dengelemek için motor ve sürücü viraj içine yatar,
  • Viraj alırken hızlanıldığında yük viraj dışına ve arkaya doğru kayar,
  • Viraj içinde fren yapılınca yük viraj dışına ve öne doğru kayar.

Viraj içinde aşırı fren yapmak ya da ani hızlanmak motordaki kontrolünüzü azaltır. Hız değiştirmeye kullanılan kuvvetler viraj almaya yeterli kuvvet bırakmaz ve lastikler kayabilir. Yolun yüzeyi ne kadar kaygansa kayma o kadar erken olur.

Yatmış motorda fren yapmak özellikle daha tehlikelidir. Sağlam zemindeyseniz ve tecrübeniz yeterliyse bir miktar fren yapılabilir ama açık bir gözlem ve planlama eksikliğini gösterir. Viraj içinde fren yapıldığında lastikler dışa doğru kayabilir ve bu durumda motosiklet içeriye doğru düşer. Yük dağılımını, lastik kuvvetlerini ve yatış dengelerinin tümünü birden bozduğu için motosikletin dengesini en çok bozan davranış budur. Güvenli viraj almanın tek sağlam yolu viraja girmeden önce yola göre hızı ayarlamak ve bu hızla virajı tamamlayabilmektir.

Yol işaretleri ve yol bilgisi

Yol işaretleri önünüzdeki tehlikeler hakkında uyarırken yol hakkında da bilgi ve yönlendirmeler içerir. Bu bilgileri planınıza hızlıca dahil etmeniz gerekir. İşaretlerden faydalanmak için aşağıdaki adımları kullanmanızda fayda vardır:

  • Gözleyin – etrafı tararken aktif bir şekilde yol işaretlerini arayın ve aldığınız bilgileri hemen planınıza dahil edin. Sürücülerin çoğu işaretleri görmez ve çok önemli bilgileri kaçırır.
  • Anlayın – işaretleri bilin. Yol işaretlerinin ne anlama geldiğini iyi bilin ve karşılaştığınız yeni işaretlerin anlamını hemen öğrenin. Bilgilerinizi sıkça tazeleyin.
  • Harekete geçin – işaretin verdiği bilgiyi hemen planınıza dahil ederek tepki verin. İşaret henüz göremediğiniz bir tehlikeden bahsediyorsa kendinizi hazırlayın.

Üst üste iki işaret olan bir direkle karşılaşırsanız, işaretleri yukarıdan aşağıya okuyun, bu sırada yerleştirilirler.

Bazen resmi olmayan işaretler de vardır. Kimileri duvarlara küçük uyarıcı notlar yazarlar. Bunlar da ilave bilgiler sağlar ve dikkat etmeniz gerekir.

Yerel yol bilgisi

Yerel yolları öğrendikçe sürüşünüz daha iyi olur. Şehir içinde sürmek gözlemlerinize, tepkilerinize ve sürüş becerilerinize çok yüklenir ve her zaman uyanık kalmanız gerekir. Doğru şeritte kalmanın önemli olduğu karmaşık kavşaklarda yolları tanıyor olmanız çok yardımcı olur. Ancak her ne kadar hep geçtiğiniz ve artık çok iyi bildiğiniz bir yolda da olsanız her zaman genelde olana göre değil gerçekten olmakta olan şartlara göre hareket edin. Özensizlik kazaların en büyük sebeplerindendir ve sürücüler iyi bildikleri yollara özen göstermezler. On kazadan dokuzu sürücünün tanıdığı yolda olmaktadır.

Gözlem alışkanlıkları

Gözlemleriniz ve sürüşünüzde karşınıza çıkan sonuçlar hakkında kendi alışkanlıklarınızı yaratmalısınız. Şu olunca bu oluyor gibi alışkanlıkları yaratmanız gözlemleriniz ile tepkileriniz arasındaki süreyi kısaltacaktır. Bunların örnekleri arasında yol kenarında taksiye el kaldıran bir yaya sebebiyle önünüzdeki taksinin duracağını tahmin etmekten yolun yanından giden bir tren yolunun öyle ya da böyle sizin yolunuzun üstünden ya da altından geçeceği, dolayısıyla bir geçitin ihtimal dahilinde olduğunu hissetmek bulunur ve bu örnekler çoğaltılabilir.

Tüm bu maddeler, tepkilerinize kılavuz olacak doğru alışkanlıkları yaratabilmek için uzun vadeli gözlemler olarak kayıt edilmeli ve bu sayede gerektiklerinde hızlıca kullanılabilmelidir.

Gece sürüşü

Gündüz ışığı olmadığından size gözlemleriniz için daha az bilgi sunan gece sürüşü motorlular için oldukça tehlikelidir. Işık azaldıkça yol görüşünüz azalır, kontrast ve renkler gider, köşeler görünmez olur.

Geceleri gözlerinize yardımcı olmak için vizör, aynalar, ön cam ve farlar temiz tutulmalıdır. Vizördeki en ufak bir nem ya da yağlanma ışığı kırarak parlamayı arttırabilir ve ileriyi görmek zorlaşır. Çizikler ışığı dağıtarak görüşü kapatabilir. Vizörde su birikmişse kafanızı yan çevirmeniz su damlalarının rüzgar yardımıyla yanlara gitmesini sağlayabilir. Gece sürüşlerinde renkli ya da karartılmış vizör kullanmayın.

Farların doğru çalışması, ayarlarının yapılmış olması ve düğmelerin doğru çalışması çok önemlidir.

Farlar

Aydınlatması olmayan karanlık yollarda karşıdan gelen olmadıkça uzun farlarla gitmelisiniz. Kısa farları aşağıdaki durumlarda kullanmalısınız:

  • yerleşim olan alanlarda,
  • kısa farların daha çok işe yarayacağı dönüşler veya küçük tepelerde,
  • uzun farın görüşü azaltacağı yoğun yağışta, kar yağışında ve siste.

Karşıdan gelen sürücüleri rahatsız etmemek için kısa farlara geçmelisiniz. Aynı şekilde karanlık yollarda sollama yaparken solladığınız aracın tam yanındayken uzun farınızı yakın.

Görebildiğiniz mesafede durabilecek hızda gitmeniz gerektiğinden, geceleri bu mesafe yolda aydınlatma yoksa farınızın aydınlattığı mesafeyle sınırlanır. En iyi şartlarda bile karşıdan gelen araçların hızını ve pozisyonunu anlamak geceleri zorlaştığından kendinize ilave bir güvenlik payı bırakmanızda fayda vardır.

Göz kamaşması

Direk gözünüze vuran parlak farlar gözünüzü kamaştırabilir. Keskin dönüşlerde ve dik tırmanışlarda olabileceği gibi, karşınızdaki aracın farı ayarsız ise veya uzun farlarla geliyorsa da olabilir. Işığın gücü gözünüzün retinasını etkileyebilir ve bu parlaklık bir müddet sürebilir. Bu sürede hiç bir şey göremezsiniz ve elbette tehlikelidir.

Göz kamaşmasını engellemek için gözünüzü yolun yakın kenarında tutun. Bu durumda yolun istikametini anlarsınız ama karşınızdaki yol kesimini göremezsiniz, bu nedenle yavaşlamalı hatta gerekirse durmalısınız. Karşıdan gelen aracın uzun farları yanıyorsa kendi farlarınızla selektör yaparak karşı tarafı uyarın ama siz de uzun farlarınızı yakarak karşı tarafın da görmez hale gelmesine yol açmayın.

Gece önünüzdeki aracı takip etmek

Bir aracı takip ediyorsanız kısa farlarınızı yakın ve bir miktar geriden gelerek farınızın öndeki sürücüyü rahatsız etmesine engel olun. Sollarken kısa farlarla sola çıkın. Uyarmanız gerekiyorsa korna çalmaktansa farınızla selektör yapın. Solladığınız aracın yanına geldiğinizde uzun farlarınızı yakın. Siz sollanıyorsanız ise sollayan araç yanınıza geldiğinde kısa farlara geçin ve önünüz yeterince açılana kadar uzun farlarınızı kullanmayın.

Diğer araç farlarından gelen bilgiler

Karşıdan gelen ön farları ve önünüzdeki araçların arka farlarından epey bilgi alabilirsiniz. İleride viraj varsa farların geliş yönü değişecektir. Aynı şekilde ileride bir tehlike varsa önünüzdeki araçların fren lambaları sizi erkenden uyaracaktır.

Yansıtıcı işaretler ve kedi gözleri

Far ışıklarını yansıtan yol kenarındaki kısa direkler ve kedi gözleri size yol hakkında çok bilgi verecektir. Kedi gözleri sağ tarafta kırmızı, sol tarafta beyazdır, aynı önünüzdeki araçların farlarının renkleri gibi.

Yardımcı alışkanlıklar

  • Aydınlık alanlardan karanlık bölgelere girerken yavaşlayın ki gözleriniz karanlığa alışabilsin.
  • Kararan camları olan bazı gözlükler gece sürüşüne uygun değildir, o nedenle gözlük kullanıyorsanız gece sürüşü için bir önlem almış olmanız gerekir.
  • Gece sürüşü gözlerinizi daha fazla yoracağı için yorucudur. Vücüdunuz zaten gece olunca dinlenmek ister, o nedenle gereken hareketi yapamama ihtimalini dikkate alın.

Gece sürüşü sırasında gözlerinizi açık tutmakta zorlanıyorsanız hem kendiniz hem de diğer sürücüler için tehlike yaratırsınız, uygun bir yerde durun ve enerjinizi toplayana kadar dinlenin. Uzun gece sürüşlerinde daha sık mola verip daha çok dinlenmeyi hesaba katın.

Yolun yüzeyi

Yolun yüzeyinin tipi ve durumu sürücüler için kritik önemdedir. Yüzeyi gözlemek ve gözleme göre adapte olmak güvenli sürüş için şarttır. Yolun yüzeyi lastiklerin tutunmasını ve motorun yol tutuş karakterini etkiler. Lastiklerin tutuşu dönüşü, yatışı, ivmelenmeyi ve frenleri etkilediğinden sürüş için temel ihtiyaçtır ve birçok sürücü buna çok dikkat etmez. Her zaman önünüzdeki yolun yüzeyinde oluşabilecek değişiklikleri gözlemeniz ve motorunuzun yolu yeterince tutması için hızınızı, fren sertiğinizi, ivmelenme gücünüzü ve yatış açınızı doğru ayarlamanız gerekir.

Motorunu düşünerek kullanan her sürücü aşağıdaki durumların sürüşünü nasıl etkileyeceğinin farkında olmalıdır:

  • arka yollar – asfalt tamir izleri, çamur ve diğer olası atıklar, sonbaharda yapraklar ve yazın çevrede olası tarlalardan gelen tozlar
  • şehir yolları – drenaj ızgaraları, metal rögar kapakları, asfalt tamir izleri, tamir edilerek farklı yüzeye sahip olan bölgeler, dökülen yağ ve yakıt izleri ve yol boyaları
  • benzinlik giriş ve çıkışları – hem tesis giriş çıkışlarında hem de yakınlarındaki göbek ya da virajlarda yakıt dökülmesi çok olacaktır.

Dever denilen yolun eğimi virajlarda çok önemlidir. Virajın içine doğru verilmiş olan eğim yol tutuşa katkı sağlarken dışa verilmiş eğimler tutuşu fazlasıyla azaltacaktır. Bazı yollarda gidiş ve dönüş şeritlerinde farklı eğim mevcuttur ve tepe noktasını geçtiğinizde tamamen farklı bir yol tutuşla karşılaşırsınız. Düz yolda bu durum çok sorun yaratmaz ancak virajdaysanız ve şerit değiştirirseniz motorun ne tarafa gideceğini düşünerek hareket etmeniz gerekir.

Yolun yüzeyi temizken genelde iyi bir tutuş sağlanır. Göbekli kavşaklarda ya da dönüşlerde zaman içinde birikmiş lastik parçaları veya dökülmüş yakıtlar bulunabilir ve tam da sizin kaymamanız gereken noktada karşınıza çıkabilir. Her şey düzgünken bir anda viraj içinde kaygan bir bölümle karşılaşabilirsiniz.

  • Asfalt yollar normalde çok iyi yol tutuş verir ancak zamanla yüzeyleri parlaklaşarak veya asfalt taneleri gevşek hale gelerek kaymayı kolaylaştırabilir.
  • Beton yollar kaymayı zorlaştıran yüzeylerdir ancak kışın yüzeyinde su tutabilir ve bazı bölgelerde görmesi güç buzlar oluşabilir.
  • Parke yollar kuruyken iyidir ancak ıslanınca kayganlaşır.

Yol yüzeyindeki düzensizlikler

Yolun yüzeyinde oluşabilecek düzensizliklere çok dikkatli bakmalısınız. Güvenli bir şekilde pozisyon değiştirerek kaçınabiliecekseniz öyle yapın, yoksa arkanızı iyice kontrol edin ve yavaşlayın. Mümkün ise dik pozisyonda geçiş yapın. Genelde karşınıza çıkabilecek durumlar şöyledir:

  • Yol boyası olarak kullanılan beyaz yüzeyler ıslak havalarda çok kaygandır. Çizgi üzerinden gitmekten kaçınmalısınız. Yolun üzerine bazen kocaman harflerle yazı yazılır, bu durumlarda harflerin arasından geçmelisiniz.
  • Yol tamir izleri eski yüzeyle tamir edilmiş yüzey arasında bozuk bir geçiş sağlarlar. Ufacık bir yükseklik farkı bile motorun gidişini etkiler ve hizasını bozar. Yol istikametinde uzayan tamir çizgilerinden kaçınmalısınız. Tamir çizgilerinde kullanılan yumuşak asfalt hem sıcak havada hem de yağmurda çevresindeki yüzeye göre çok kaygandır.
  • Metal kapaklar her zaman düşük tutuş sağlar ancak tozlu ya da yağışlı durumlarda çok daha fazla dikkat edilmelidir. Üstelik aksi gibi menhol kapakları ve su drenaj ızgaraları genelde motosikletin doğal çizgisi üzerine denk gelir. Bunlardan kaçınmalısınız.
  • Çukurlar, çökmüş kesimler ve biriken tozlar da sürücüye ciddi tehlike yaratır. Bunları dikkatle gözleyip mümkün olduğunca sakınmanız, mümkün değilse de bozuk kısıma gelmeden fren yapılarak yavaşça geçilmelidir. Arkanızı kollamayı unutmayın. Bozuk kısımın üzerinde sert fren yaparak kaymayı daha da kolay hale getirmemeye de özen göstermelisiniz.

Kışın yol yüzeyi

Kış artlarında yol yüzeyinde oluşabilecek buzlu bölgeler düzenli olmaz. Bazı bölgelerde erime olmuşsa da özellikle gölgede kalan kısımlarda buzlanma bulunabilir. Bunları izlemeli, hatta önünüzdeki araçların hareketlerinden olası problemleri tahmin edebilmelisiniz. Kaymamak için önleminizi önden almalısınız.

Su birikintilerinden geçiş

Su birikintilerinden süratli geçerseniz rotanızdan sertçe çıkabilir ve kontrol kaybedebilirsiniz. Geceleri ıslak yüzeylerle su birikmiş yüzeyleri ayırmak daha da zordur. Yolun eğiminden, drenaj kanallarının yönünden ve genel görünüşünden su birikebilecek bölgeleri kestirmeli ve dikkat etmelisiniz. Özellikle köprü altlarında su birikmesi mümkündür.

Su birikintisine yaklaşırken öncelikle yavaşlamalısınız. İçinden geçmeme şansınız varsa pozisyon değiştirmeniz en iyisidir çünkü suyun altında derin bir çukur da bulunabilir. Mümkünse yürüyüş hızında en sığ yerden geçmelisiniz. Yolun çift eğimli olduğu bölgelerde ylun sırtında en az su birikecektir. Suyun içinde karşınıza çıkabilecek taş ya da çukurlara da hazır olmanız gerekir.

Eğer yol tamamen su altında kalmışsa durup suyun derinliğini anlamaya çalışın. Motorunuzun geçebileceği güvenli derinikte ise yavaşça geçebilirsiniz. Motosikletler genelde arabalara göre daha derin sulardan geçebilirler ancak yine de buna karar vermek için motorunuzu ve elektrik aksamını iyi tanımanız gerekir. Devam etmeye karar verirseniz şu basamakları takip edin.

  • Birinci viteste deviri yüksek tutarak debriyajı kavrama noktasında tutarak hareket edin. Bu suyun egzostan girmesine engel olacaktır. Hızınızı kontrol etmek için arka freni kullanın.
  • Hızınızı düşük ve sabit tutun. Bu şekilde suyun içinde büyük dalga oluşurmazsınız. Motorunuzu dik durumda tutun.
  • Sudan çıktıktan sonra yavaş sürmeye devam edin ve hafifçe her iki freni sıkarak devam edin. Frenler tam anlamıyla tutana kadar bunu tekrarlayın. Islanan diskler frenlemeyi engeller. Eğer motorunuzu sürmeden elinizle iterek sudan geçirmişseniz de bunu yapmanız gerekir.

Hava şartları

Hava şartları fiziksel ve zihinsel durumunuzu, ne kadar uzağı görebildiğinizi ve motosikletinizin yol tutuşunu etkiler. Hava şartlarını ve etkilerini doğru değerlendirmek gözlemlerinizin ve planlarınızın temelini oluşturur. Hava kötüye gidiyor ve görüşünüz azalıyorsa hızınızı düşürmeli ve sık sık hız göstergesini kontrol etmelisiniz, bu gibi şartlarda hızınızı belirlemek için gözünüze güvenemezsiniz. Her zaman açıkca görebildiğiniz mesafede durabilecek hızda gitmelisiniz.

Görüşü düşüren hava şartları soğuk hava, sis, yoğun yağış, kar yağışı ve hatta parlak güneş ışığı olabilir. Bu şartların çoğu visörde buğu veya damlacıklar oluşmasına neden olur. Buğu önleyici önlemleri hem vizörde hem de aynalarda kullanmalısınız. Nefesinizden dolayı buğu oluşursa vizörü bir miktar açarak içeriye taze hava girmesini sağlayamalısınız. Temizlemek için durmanız gerekse bile vizörünüzü temiz tutmalısınız. Otoyollarda hızınızdan ve diğer araçların lastiklerinden kalkan yoğun sudan ötürü bu problemler daha yoğun hissedilir. Motosikletinizin varsa ön camını da fırsat buldukça temizlemenizde fayda vardır.

Kötü havada farların kullanımı

Işıklarınızı çevreye göre seçmelisiniz. Farların iki işlevi vardır, sizin görmeniz ve diğerlerinin sizi görmesi. Gündüz sürüşlerinde ikinci işlev daha önemlidir.

  • Gündüz görüşünüz iyi değilse veya akşam üstü ise kısa farlarınızı yakın. Aynı şekilde yağmurda, karda ve siste de öyle.
  • Aydınlık bir yoldan ağaçların arasındaki bir bölgeye girerken kısa farlarınızı yakın.
  • Sisli havalarda bir aracın arkasındaysanız uzun farlarınızı yakmayın, önüzüzdeki sürücüyü şaşırtabilirsiniz.
  • Önünüzdeki araç arka sis farını açtıysa fren yaptığını farketmeniz zorlaşabilir. Aranızdaki mesafeyi arttırmanız gerekir.

Görüş mesafesi düşükken gözlem yapmak

Görüş düşükken rahatça durabileceğiniz mesafede kalarak sürün.  Özellikle kavşaklara yaklaşırken yol çizgilerini, yolun kenarını ve kenardaki kedi gözlerini kılavuz olarak kullanın. Sürekli önünüzdeki aracın lastiğinden kalkan su bulutuna bakmak gözlerinizi çabucak yoracaktır. Bunun yerine nereyi görebiliyorsanız oraya bakın, öndeki arabaya, yolun kenarına ya da daha ileriye. Araçların arka farlarına fazla odaklanmayın çünkü kendilerine doğru çekerler ve ani frenlerde çarpma şansınız vardır. Diğer araçları uyarabilmek için kornanıza basmaya hazır olun.

İlerinizdeki trafiğin aniden durabilmesine karşı hep hazır olun. Yakın takip etmeyin ve sadece ileriyi açıkca görebiliyorsanız sollayın. Çift yönlü yollarda sis altındayken bunu yakalamak pek zordur. Görüşün az olduğu kavşaklarda etraftaki olası araç seslerini dinleyin ve kornanızı kullanarak çevrenize haber verin.

Rüzgarın etkisi

Güçlü rüzgarlar, özellikle de yandan esen rüzgarlar tehlikelidir çünkü sizi hizanızdan çıkarabilirler. Ani gelen yan rüzgar en tehlikelisidir. Bu tip durumlar genelde şu şartlarda oluşur:

  • fırtınalı havalarda,
  • binaların ya da duvarların yan rüzgarı kestiği yol bölümlerinin bittiği noktalarda,
  • geniş bir aracı sollarken ya da geniş bir araç tarafından sollanırken,
  • rüzgara açık kesimlerde: köprüler, viyadükler, tepe üstleri gibi.

Güçlü rüzgarla karşılaştığınızda hızınızı azaltmalı ve rüzgar tarafında boşluk bırakacak şekilde sürüşünüzü planlamalısınız. 50 km/s kadar düşük hızlarda bile rüzgar sizi yolunuzdan saptırabilir. Gövdesi kapalı olan geniş motosikletler bu tip durumlardan etkilenmeye çok açıklardır.

Hava şartları ve yol yüzeyi

Hava şartları görüşü etkilemesinin dışında yol yüzeyini de etkileyecektir. Kar, yağmur ya da buz oluşumu lastiklerin tutuşunu büyük ölçüde azaltır, kaymaya ve kızaklamaya yol açabilir. Durgun sular da tutunmayı azaltır.

Yaz mevsiminde de tehlikeler olduğunu unutmayın. Yolda biriken tozlar tutunmayı azaltır. Uzun kurak havalardan sonra hafif yağan yağmur yüzeydeki tozları kaygan bir hale getirir. Eriyen veya parçaları gevşeyen asfalt da çok tehlikeli olabilir.

Mikro iklimler

Her yer kuruyken gölgede kaldığından buz tutmuş ya da ıslak kalmış olabilecek alanlara dikkat edin. Vadi dipleri, gölge yapan tepeler, gölgede kalmış rampalar ve binaların ya da ağaçların gölgesindeki alanlarda bu tip mikro iklimler oluşabilir. Köprü ve viyadük yüzeyleri, alt tarafları da açık olduğundan etraftan daha soğuk olurlar ve buz tutmuş olma ihtimalleri yüksektir.

Sürüşünüzü hava şartlarına uydurun

Kötü hava şartları kazaya sebep verir diye düşünülür ama temelde bu şartlara uygun sürmemek ana sebeptir. Yoğun siste çok yavaş gitmektense hiç sürmemek daha iyidir. Kaymayla başetmenin en kolay yolu kayma ihtimali olan yere gitmemektir. Dikkatli gözlem, doğru sürat ve yeterli fren mesafesi bırakmak her zaman önemlidir ancak kötü hava şartlarında hayati öneme sahiptir. Kazalar bunlara dikkat edilmediğinde oluşur.